“Çünkü biz gitmedik. Götürüldük, alındık, koparıldık. Kaba saba, süngü zoruyla, silah gücüyle. Oysa biz elimize silah almadık. Kimseye silah vermedik. Kimseyi öldürmedik. Kimseye kötülük etmedik. Can yakmadık. Çalıp çırpmadık. Yıkıp öldürmedik.”
…
“Adımı unutmuşum gibi geldi birden. Babamın kestane balı, anamın can erik tadındaki, bacımın gül kokulu, sevdiğimin akşam kızıllığı güzelliğindeki, dava arkadaşlarımın, eş dost akraba adlarının hiçbiri aklımda değil. Yalnızca adları mı sesleri, gülüşleri, yüzleri.. Aklım boşaldı. Bugün günlerden ne? Hangi mevsimdeyiz? Bir yılda kaç ay var? Ayın kaçı? Güneş doğdu mu?
Saime Bircan Sak, bu ikinci romanında Cumartesi Anneleri' nden yola çıkarak bir insanlık dramı olan gözaltında kayıpları psikolojik, sosyolojik ve insani boyutlarıyla anlatıyor.
“Çünkü biz gitmedik. Götürüldük, alındık, koparıldık. Kaba saba, süngü zoruyla, silah gücüyle. Oysa biz elimize silah almadık. Kimseye silah vermedik. Kimseyi öldürmedik. Kimseye kötülük etmedik. Can yakmadık. Çalıp çırpmadık. Yıkıp öldürmedik.”
…
“Adımı unutmuşum gibi geldi birden. Babamın kestane balı, anamın can erik tadındaki, bacımın gül kokulu, sevdiğimin akşam kızıllığı güzelliğindeki, dava arkadaşlarımın, eş dost akraba adlarının hiçbiri aklımda değil. Yalnızca adları mı sesleri, gülüşleri, yüzleri.. Aklım boşaldı. Bugün günlerden ne? Hangi mevsimdeyiz? Bir yılda kaç ay var? Ayın kaçı? Güneş doğdu mu?
Saime Bircan Sak, bu ikinci romanında Cumartesi Anneleri' nden yola çıkarak bir insanlık dramı olan gözaltında kayıpları psikolojik, sosyolojik ve insani boyutlarıyla anlatıyor.