Her şey suyla başladı.
İnsanoğlunun yaradılışına aykırı ne var ise hepsini su açığa çıkardı. Hammaddemizdeki toprağı çamur haline getiren de odur. İşte, çamurumuzu karan o su, öldüğümüzde mezarımıza dökülen su ile aynıdır. Her şey suyla başlar ve yine suyla biter.
Bu, kendi içinde bir başlangıcı ve sonu olan bir kısır döngüdür. İnsanın su ile mücadelesi, onu su ile et ve tırnak gibi ayrılmaz yapan bir zıt ilişkiler yumağı haline getirir.
Bu hal, ta ilk insandan sonuncusuna, İsrafil'in Sur'a üflediği güne değin sürüp gidecektir.
Su insanın gözünü açar.
Adem Peygamber'in cennetten kovuluşuna sebep olan o büyük günahı işlediğinde duyduğu pişmanlık ile onun soyundan gelenlerin suya ihanet ettiklerini anladıklarında duyacağı pişmanlık aynıdır.
Zira Allah suyu, bizi aydınlatması için gönderdi ve biz Yunus Peygamber'in kavminden daha aşağılık bir tavırla suyu takip etmekten utandık.
Oysa o bizi arındıracak şifreyi içinde barındırıyordu.
Her şey suyla başladı.
İnsanoğlunun yaradılışına aykırı ne var ise hepsini su açığa çıkardı. Hammaddemizdeki toprağı çamur haline getiren de odur. İşte, çamurumuzu karan o su, öldüğümüzde mezarımıza dökülen su ile aynıdır. Her şey suyla başlar ve yine suyla biter.
Bu, kendi içinde bir başlangıcı ve sonu olan bir kısır döngüdür. İnsanın su ile mücadelesi, onu su ile et ve tırnak gibi ayrılmaz yapan bir zıt ilişkiler yumağı haline getirir.
Bu hal, ta ilk insandan sonuncusuna, İsrafil'in Sur'a üflediği güne değin sürüp gidecektir.
Su insanın gözünü açar.
Adem Peygamber'in cennetten kovuluşuna sebep olan o büyük günahı işlediğinde duyduğu pişmanlık ile onun soyundan gelenlerin suya ihanet ettiklerini anladıklarında duyacağı pişmanlık aynıdır.
Zira Allah suyu, bizi aydınlatması için gönderdi ve biz Yunus Peygamber'in kavminden daha aşağılık bir tavırla suyu takip etmekten utandık.
Oysa o bizi arındıracak şifreyi içinde barındırıyordu.