Dünyanın nasıl yaratıldığı sorusu, tüm dinlerin ve aynı zamanda bilimin binyıllardır üzerinde önemle durduğu konulardan biri. Medeniyetin başlangıcından bu yana insanlığın zihnini kurcalayan bu büyük soruya bir cevap da, yeni kitabı Tanrı'nın Seyir Defteri ile Mıgırdiç Margosyan'dan geliyor.
Bugüne kadar yayımlanmış eserlerinden hayli farklı, yepyeni bir tarzda kaleme aldığı, ancak yine mizah ve ironi yüklü bu anlatısında Margosyan, kutsal kitapların Yaratılış bölümlerinden ilhamla, Tanrı'nın dünyayı yaratmasının hikayesini, o bildik muzip üslubu ve bereketli diliyle anlatıyor.
“Ol deyince olduran, öl deyince öldüren” Tanrı'nın yoktan var ettiği yerin, göğün, yıldızların, denizlerin, tüm canlıların ve elbette insanın hikayesini kadim Anadolu ve Mezopotamya topraklarında binlerce yıldır anlatıldığı şekliyle aktaran Margosyan, zaman zaman yaptığı “kronolojik” sapmalar ve “anakronik” hatalar karşılığında Tanrı'dan af ve merhamet dilemeyi de unutmuyor. Tanrı'nın Seyir Defteri, insanı insana yabancı eden tüm aktör ve faktörleri sarakaya almayı da ihmal etmeyen, son derece eğlenceli bir eser. Kitabın sonuna, daha önce yayımlanmamış Hokecaş isimli öyküsünü de ekleyen yazar, okuru yine Diyarbakır-İstanbul, geçmiş ve bugün arasında bir yolculuğa çıkarıyor.
Dünyanın nasıl yaratıldığı sorusu, tüm dinlerin ve aynı zamanda bilimin binyıllardır üzerinde önemle durduğu konulardan biri. Medeniyetin başlangıcından bu yana insanlığın zihnini kurcalayan bu büyük soruya bir cevap da, yeni kitabı Tanrı'nın Seyir Defteri ile Mıgırdiç Margosyan'dan geliyor.
Bugüne kadar yayımlanmış eserlerinden hayli farklı, yepyeni bir tarzda kaleme aldığı, ancak yine mizah ve ironi yüklü bu anlatısında Margosyan, kutsal kitapların Yaratılış bölümlerinden ilhamla, Tanrı'nın dünyayı yaratmasının hikayesini, o bildik muzip üslubu ve bereketli diliyle anlatıyor.
“Ol deyince olduran, öl deyince öldüren” Tanrı'nın yoktan var ettiği yerin, göğün, yıldızların, denizlerin, tüm canlıların ve elbette insanın hikayesini kadim Anadolu ve Mezopotamya topraklarında binlerce yıldır anlatıldığı şekliyle aktaran Margosyan, zaman zaman yaptığı “kronolojik” sapmalar ve “anakronik” hatalar karşılığında Tanrı'dan af ve merhamet dilemeyi de unutmuyor. Tanrı'nın Seyir Defteri, insanı insana yabancı eden tüm aktör ve faktörleri sarakaya almayı da ihmal etmeyen, son derece eğlenceli bir eser. Kitabın sonuna, daha önce yayımlanmamış Hokecaş isimli öyküsünü de ekleyen yazar, okuru yine Diyarbakır-İstanbul, geçmiş ve bugün arasında bir yolculuğa çıkarıyor.