R. M. Gale, Q. Smith, K. Nielsen gibi ateist felsefecilerin, analitik felsefenin en nitelikli seviyesinde metinler üreten bir analitik felsefeci olarak gördükleri Alvin Plantinga, bir teistin, Carnap, Russell, Quinn, Grünbaum ve diğer naturalistlerle aynı alanda felsefe yapabileceğini göstermiştir. Plantinga, 1960‘lardan sonra, akademide Tanrı‘nın "ölmediği" ve teizmin "akademik olarak saygıdeğer" olduğu düşüncesine belki de en önemli katkıyı yapan analitik bir din felsefecisidir. Time dergisinin 1980‘de, önde gelen Protestan Tanrı felsefecisi olarak nitelendirdiği Plantinga‘nın yaptığı işi, "sessiz devrim" olarak görenler de vardır. Elinizdeki eserde, Plantinga‘nın, ilk olarak, ontolojik argümana bakışı incelenmektedir. Özellikle modal mantığın mümkün dünyalar semantiği çerçevesinde incelenen Plantingacı versiyondan önce, Plantinga‘nın bu argümana tarihsel olarak bakışına da yer verilmiştir. İkinci ve üçüncü bölümde, Tanrı inancına, önermesel bir delile ihtiyaç duymaması anlamında "temel" bir inanç gözüyle bakan Plantinga‘nın görüşleri, yoğun bir epistemolojik bağlamda tartışılıyor. Tanrı inancının rasyonel, gerekçelendirilmiş, haklı temel, temel bir inanç olduğunu savunan bu perspektife göre, Tanrı inancının yanında Hıristiyan inancı da bu inanç niteliklerine sahiptir. Epistemik olarak "dışsalcı" olan bu duruşa göre, Hıristiyan inancı, sadece rasyonel değildir; aynı zamanda, Plantinga‘nın rasyonaliteden daha güçlü bir anlamda kullandığı, "güvence" niteliğine de sahiptir. Bu nedenle Tanrı inancı ve Hıristiyan inancı, Plantinga‘ya göre, "bilgi" olarak görülebilir. Plantinga‘nın bu ilginç görüşleri Türkiye‘de de tartışılmayı hak etmektedir.
R. M. Gale, Q. Smith, K. Nielsen gibi ateist felsefecilerin, analitik felsefenin en nitelikli seviyesinde metinler üreten bir analitik felsefeci olarak gördükleri Alvin Plantinga, bir teistin, Carnap, Russell, Quinn, Grünbaum ve diğer naturalistlerle aynı alanda felsefe yapabileceğini göstermiştir. Plantinga, 1960‘lardan sonra, akademide Tanrı‘nın "ölmediği" ve teizmin "akademik olarak saygıdeğer" olduğu düşüncesine belki de en önemli katkıyı yapan analitik bir din felsefecisidir. Time dergisinin 1980‘de, önde gelen Protestan Tanrı felsefecisi olarak nitelendirdiği Plantinga‘nın yaptığı işi, "sessiz devrim" olarak görenler de vardır. Elinizdeki eserde, Plantinga‘nın, ilk olarak, ontolojik argümana bakışı incelenmektedir. Özellikle modal mantığın mümkün dünyalar semantiği çerçevesinde incelenen Plantingacı versiyondan önce, Plantinga‘nın bu argümana tarihsel olarak bakışına da yer verilmiştir. İkinci ve üçüncü bölümde, Tanrı inancına, önermesel bir delile ihtiyaç duymaması anlamında "temel" bir inanç gözüyle bakan Plantinga‘nın görüşleri, yoğun bir epistemolojik bağlamda tartışılıyor. Tanrı inancının rasyonel, gerekçelendirilmiş, haklı temel, temel bir inanç olduğunu savunan bu perspektife göre, Tanrı inancının yanında Hıristiyan inancı da bu inanç niteliklerine sahiptir. Epistemik olarak "dışsalcı" olan bu duruşa göre, Hıristiyan inancı, sadece rasyonel değildir; aynı zamanda, Plantinga‘nın rasyonaliteden daha güçlü bir anlamda kullandığı, "güvence" niteliğine de sahiptir. Bu nedenle Tanrı inancı ve Hıristiyan inancı, Plantinga‘ya göre, "bilgi" olarak görülebilir. Plantinga‘nın bu ilginç görüşleri Türkiye‘de de tartışılmayı hak etmektedir.