Ben, Selçuklu Sultan Alparslan! 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt Ovası'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i büyük bir yenilgiye uğrattım. Savaşı kaybettiği yetmiyormuş gibi zavallı Romen Diyojen, kaçmaya çalışırken bir de esir düşüp yakalanıverdi. Onu yakalayan askerler Diyojen'i kıskıvrak bağlayarak huzuruma getirdiler. Ben, ellerinin çözülmesini emrettim. Diyojen, korku içinde kendisi hakkında vereceğim kararı bekliyordu. Onun hakkında merak ettiğim bir şey vardı. Bunu ona sormak istedim: - Ey Bizans'ın mağlup İmparatoru Romen Diyojen! Sen hiç tarih okur musun? Böyle bir soruyu beklemeyen Diyojen önce şaşırdı. Şaşkınlığını gizlemek isterken bir yandan da şu cevabı verdi: - Hayır! Niye sordunuz ki? - Ona şu cevabı verdim: Çünkü tarih okumayan ve tarihini bilmeyen bir insanın sonu, senin ki gibi, mağlubiyet olur!"
Ben, Selçuklu Sultan Alparslan! 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt Ovası'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i büyük bir yenilgiye uğrattım. Savaşı kaybettiği yetmiyormuş gibi zavallı Romen Diyojen, kaçmaya çalışırken bir de esir düşüp yakalanıverdi. Onu yakalayan askerler Diyojen'i kıskıvrak bağlayarak huzuruma getirdiler. Ben, ellerinin çözülmesini emrettim. Diyojen, korku içinde kendisi hakkında vereceğim kararı bekliyordu. Onun hakkında merak ettiğim bir şey vardı. Bunu ona sormak istedim: - Ey Bizans'ın mağlup İmparatoru Romen Diyojen! Sen hiç tarih okur musun? Böyle bir soruyu beklemeyen Diyojen önce şaşırdı. Şaşkınlığını gizlemek isterken bir yandan da şu cevabı verdi: - Hayır! Niye sordunuz ki? - Ona şu cevabı verdim: Çünkü tarih okumayan ve tarihini bilmeyen bir insanın sonu, senin ki gibi, mağlubiyet olur!"
