"Köşe yazarlığına 1990'da Zaman gazetesinde başlamıştım. 1995'de, 28 Şubat cuntası karşısında Zaman gazetesini zor durumda bırakmamak için ayrıldım. Ayrılmadan önce 17 Nisan 1995 tarihinde, gazeteye bir veda yazısı gönderdim; ancak gazete bunu yayımlamadı. Zaman gazetesinden ayrıldıktan sonra Yeni Şafak gazetesinin daveti üzerine Nisan 1995'de köşe yazarlığına başladım. Fakat 25 Temmuz 1997'deki "Türkiye Suriyeleşiyor mu?" isimli bir yazımda, 28 Şubat cuntasının güçlü adamı Orgeneral Çevik Bir ve bazı diğer generallerin irtica fobisi, bunun sebebi ve Türkiye için bunun muhtemel tehlikelerinden söz etmem üzerine sorumlu müdür Ali Teker ve bana karşı dava açıldı. Mahkeme oybirliği ile bana beraat verdi; fakat buna rağmen Yeni Şafak idarecileri, tabiri caizse beni kapı önüne koydular. Neyse ki Sağduyu gazetesi idarecileri beni kendi gazetelerinde yazmaya davet ettiler. Haftalık "Yeni Ufuk" köşe yazılarımı, 20. asrın sonuna doğru, agzete kapanana kadar orada yazdım.
Böylece 1990-2000 yılları arasında, Zaman gazetesinden başlayarak, Yeni Şafak ve Sağduyu gazetelerinde sürekli köşe yazıları ve makaleler yazdım. Ayrıca aynı yıllarda bazı dergilerde de zaman zaman 21. asrın arifesindeki Türkiye'nin ve bilhassa Müslüman ümmetin umumi durumunu arz etmeye çalıltım."
"Köşe yazarlığına 1990'da Zaman gazetesinde başlamıştım. 1995'de, 28 Şubat cuntası karşısında Zaman gazetesini zor durumda bırakmamak için ayrıldım. Ayrılmadan önce 17 Nisan 1995 tarihinde, gazeteye bir veda yazısı gönderdim; ancak gazete bunu yayımlamadı. Zaman gazetesinden ayrıldıktan sonra Yeni Şafak gazetesinin daveti üzerine Nisan 1995'de köşe yazarlığına başladım. Fakat 25 Temmuz 1997'deki "Türkiye Suriyeleşiyor mu?" isimli bir yazımda, 28 Şubat cuntasının güçlü adamı Orgeneral Çevik Bir ve bazı diğer generallerin irtica fobisi, bunun sebebi ve Türkiye için bunun muhtemel tehlikelerinden söz etmem üzerine sorumlu müdür Ali Teker ve bana karşı dava açıldı. Mahkeme oybirliği ile bana beraat verdi; fakat buna rağmen Yeni Şafak idarecileri, tabiri caizse beni kapı önüne koydular. Neyse ki Sağduyu gazetesi idarecileri beni kendi gazetelerinde yazmaya davet ettiler. Haftalık "Yeni Ufuk" köşe yazılarımı, 20. asrın sonuna doğru, agzete kapanana kadar orada yazdım.
Böylece 1990-2000 yılları arasında, Zaman gazetesinden başlayarak, Yeni Şafak ve Sağduyu gazetelerinde sürekli köşe yazıları ve makaleler yazdım. Ayrıca aynı yıllarda bazı dergilerde de zaman zaman 21. asrın arifesindeki Türkiye'nin ve bilhassa Müslüman ümmetin umumi durumunu arz etmeye çalıltım."