Tarihin Sonu mu?
Francis Fukuyama,
Mustafa Aydın,
Ertan Özensel,
Pierre Hassner,
Allen Bloom,
Gertrude Himmelfarb,
Irving Kristol,
Daniel Patrick Moynihan,
Stephen Sestanovich,
Nabi Avcı,
İsmet Özel,
Ali Bulaç,
Ömer Laçiner,
Ali A. Mazrui,
Taha Akyol,
Kemal Ersözlü,
Yasin Aktay,
Abdülvahap el-Efendi,
Seyfuddin Adem,
Hüseyin Murat Güzel,
Mustafa Orçan,
Şaban H. Çalış,
Nuh Yılmaz,
Nuray Mert,
Ahmet Davutoğlu
Vadi Yayınları
Boyut:
14.00x21.50
Sayfa Sayısı:
352
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
5
Basım Tarihi:
2005-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789757726968
424460
https://www.kitapvekahve.com/tarihin-sonu-mu
Tarihin Sonu mu?
24.00
Körfez Savaşı'nı izleyen zamanlarda dünyamız yoğun bir "Yeni Dünya Düzeni" söyleminin bombardımanı altına girdi. Bu bombardıman bir çok entelektüel veya popüler ilgiyi harekete geçirdi. İlk bakışta bu söylemin en önemli işlevi ABD'nin dünya egemenliğini pekiştirmekten başka bir şey olarak görünmemekle birlikte kendisine eşlik eden tartışmalar, bazen en derin entelektüel mevzuların bile iktidar ideolojisi açısından ne kadar işlevsel kılınabileceğinin en önemli gösterisini sunuyorlardı. Nitekim, doğrudan ABD'nin Körfez'e müdahelesini meşrulaştırma sonucu olan bu "yeni dünya düzeni" söylemi, Hegel'in yaklaşık bir yüzyıl özgürleşmenin muhtemel yollarına ışık tutmuş diyalektiğini bir anda, yine Hegel'in icazetine dayanarak sona erdirmiş oluyordu. Francis Fukuyama'nın "Tarihin Sonu" tezinde gündeme getirilen, Hegel'in diyalektiğinin mantıksal sonuçları açısından ihtimal dışı değildi. Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezi, aslında çok sık rastladığımız, birlerine cennet, birilerine cehennem vaadeden bir eskatolojiden başkasına işaret etmiyordu. Birilerine cehennem, başka birilerine cennet olan bir dünyanınsa (dini bir ahiret dünyası değilse) ne diyalektiğinin, dolayısıyla ne de tarihinin, bitemeyeceği açık bir gerçektir. Nitekim daha sonra dünyanın değişik yerlerinde bu cennet ve cehennem tevziatına yapılan itirazların ortaya çıkardığı yeni milliyetçilik dalgaları, yaşadığımız sürecin bir tarih sonundan ziyade kalıcı fay hatlarına oturan ve tarihin her döneminde ortaya çıkabilecek bir medeniyetler çatışmasına daha yakın olduğunu gösterdi. Huntington'un Medeniyetler Çatışması tezi, bu yüzden, Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezine uygun bir cevap olarak algılanmakta gecikmedi. Daha önce Huntington'un cevabi makalesinin dünyada ve Türkiye'deki yankılarının bir derlemesi olarak Vadi Yayınları'nca yayımlanan, ‘Medeniyetler Çatışması'nı tamamlayıcı özelliği de olan bu derleme, Fukuyama'nın makalesinin yanısıra, bu makaleye dünyadan ve Türkiye'den farklı yazarların verdiği cevapları içeriyor.
Körfez Savaşı'nı izleyen zamanlarda dünyamız yoğun bir "Yeni Dünya Düzeni" söyleminin bombardımanı altına girdi. Bu bombardıman bir çok entelektüel veya popüler ilgiyi harekete geçirdi. İlk bakışta bu söylemin en önemli işlevi ABD'nin dünya egemenliğini pekiştirmekten başka bir şey olarak görünmemekle birlikte kendisine eşlik eden tartışmalar, bazen en derin entelektüel mevzuların bile iktidar ideolojisi açısından ne kadar işlevsel kılınabileceğinin en önemli gösterisini sunuyorlardı. Nitekim, doğrudan ABD'nin Körfez'e müdahelesini meşrulaştırma sonucu olan bu "yeni dünya düzeni" söylemi, Hegel'in yaklaşık bir yüzyıl özgürleşmenin muhtemel yollarına ışık tutmuş diyalektiğini bir anda, yine Hegel'in icazetine dayanarak sona erdirmiş oluyordu. Francis Fukuyama'nın "Tarihin Sonu" tezinde gündeme getirilen, Hegel'in diyalektiğinin mantıksal sonuçları açısından ihtimal dışı değildi. Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezi, aslında çok sık rastladığımız, birlerine cennet, birilerine cehennem vaadeden bir eskatolojiden başkasına işaret etmiyordu. Birilerine cehennem, başka birilerine cennet olan bir dünyanınsa (dini bir ahiret dünyası değilse) ne diyalektiğinin, dolayısıyla ne de tarihinin, bitemeyeceği açık bir gerçektir. Nitekim daha sonra dünyanın değişik yerlerinde bu cennet ve cehennem tevziatına yapılan itirazların ortaya çıkardığı yeni milliyetçilik dalgaları, yaşadığımız sürecin bir tarih sonundan ziyade kalıcı fay hatlarına oturan ve tarihin her döneminde ortaya çıkabilecek bir medeniyetler çatışmasına daha yakın olduğunu gösterdi. Huntington'un Medeniyetler Çatışması tezi, bu yüzden, Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezine uygun bir cevap olarak algılanmakta gecikmedi. Daha önce Huntington'un cevabi makalesinin dünyada ve Türkiye'deki yankılarının bir derlemesi olarak Vadi Yayınları'nca yayımlanan, ‘Medeniyetler Çatışması'nı tamamlayıcı özelliği de olan bu derleme, Fukuyama'nın makalesinin yanısıra, bu makaleye dünyadan ve Türkiye'den farklı yazarların verdiği cevapları içeriyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.