Burada acıda olsa Orta Asya Türk İslaam Medeniyeti, Kültür ve Tarihi için tespit edilmesi gereken bir hakikat vardır. O da;
Batılı ve sömürgeci Avrupa'nın yine sömürgeci müşterik zihniyetli tarihçileri ve araştırmacıları bir tarafa, bizim kendi tarihçilerimiz, ilim ve kültür adamlarımızın, bu baş döndürücü medeni gelişmeler karşısında inadına sessiz kalmaları ve bir çok hallerde tamamen teslimiyetçi ve affedilmez bir ihmal içinde olmalarıdır.
Daha açık bir ifade ile Türk tarihçileri İlim ve Din Alimleri; Batılı oryantalistler (müşterikler) kadar bile, Orta Asya Türk İslam Tarih Kültür ve Medeniyetine sahip çıkmamışlar ve bundan daha da azısı bu büyük kültür ve medeniyetteki atrtışılmaz derecedeki sütün ve parlak yerimizi tamamen Arap ve İran Milli Şuuru'nun insafına bırakmışlardır.
Şimdi soruyoruz! Arap ve İslam Milli Şuuru karşısında bu teslimiyetçi durum daha ne zamana kadar devam edecektir?
Burada acıda olsa Orta Asya Türk İslaam Medeniyeti, Kültür ve Tarihi için tespit edilmesi gereken bir hakikat vardır. O da;
Batılı ve sömürgeci Avrupa'nın yine sömürgeci müşterik zihniyetli tarihçileri ve araştırmacıları bir tarafa, bizim kendi tarihçilerimiz, ilim ve kültür adamlarımızın, bu baş döndürücü medeni gelişmeler karşısında inadına sessiz kalmaları ve bir çok hallerde tamamen teslimiyetçi ve affedilmez bir ihmal içinde olmalarıdır.
Daha açık bir ifade ile Türk tarihçileri İlim ve Din Alimleri; Batılı oryantalistler (müşterikler) kadar bile, Orta Asya Türk İslam Tarih Kültür ve Medeniyetine sahip çıkmamışlar ve bundan daha da azısı bu büyük kültür ve medeniyetteki atrtışılmaz derecedeki sütün ve parlak yerimizi tamamen Arap ve İran Milli Şuuru'nun insafına bırakmışlardır.
Şimdi soruyoruz! Arap ve İslam Milli Şuuru karşısında bu teslimiyetçi durum daha ne zamana kadar devam edecektir?