Televizyon Temsil Kültür

Stok Kodu:
9789756361290
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
366
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789756361290
412847
Televizyon Temsil Kültür
Televizyon Temsil Kültür
31.00

Televizyonun kültür ve toplum yaşantısıyla ilişkisi gerilimli bir ilişkidir; televizyon, hem ortak anlamlandırma sisteminin dili olarak her zaman ‘kültür'dür, hem de kültür ve toplum yaşantısını, ideal bir biçimde temsil edemeyeceği için hiçbir zaman gereğince kültür değil(miş) gibidir. Bu nedenle televizyon temsili, bir yandan sıklıkla toplum ve kültürü yerellikleri içinde yansıtmadığı temelinde eleştirilirken bir yandan da kaçınılmaz bir biçimde anlam üretimini kültürün sınırlarına bağlayan yerel bir vurguya sahiptir. Bu kitap, televizyonda anlam üretiminin toplum ve kültür yaşantısıyla olan bu gerilimli ilişkisi çerçevesinde, ulusal televizyonun 90'lı yıllarımızı niteleyen gelişmeler ve toplumsal duygu yapısıyla girdiği karmaşık etkileşimi değerlendiriyor. Sevilay Çelenk'e göre Türkiye'de televizyon, bir kitle iletişim aracı olarak, ‘hakiki değeri'nin de ötesinde bir öneme sahip. 1980 sonrasının ‘bireyciliğin kutsanması' ile nitelenen ortak yaşam dünyasında, muteber bir ‘birey' kimliği gerçekleştirmenin koşullarına sahip olamayan geniş toplum kesimleri için televizyon, cinsellik ve erotizmden başlayarak aidiyet ilişkileri ve kimlik kurgularına kadar pek çok şeyi ikame eden bir görünüm çiziyor; dolaşıma soktuğu kurmaca hikayeler aracılığıyla izleyicide, ‘vekaleten yaşamak yönünde bir arzu'yu kışkırtıyor. Yazar, toplumsala dair bir anlatı, bir sociolect olarak değerlendirme eğiliminde olduğu ulusal yayın akışını, on iki yıllık bir süreçte derinlemesine incelerken, ekrandan yayılan ışığnı gözleri kamaştırarak karanlığa hapsettiği stratejileri, akış planlamayı ve program türlerinin ortak yaşam dünyamızla kurduğu gizemli ilişkiyi okurun görüş alanına çıkarıyor.

Televizyonun kültür ve toplum yaşantısıyla ilişkisi gerilimli bir ilişkidir; televizyon, hem ortak anlamlandırma sisteminin dili olarak her zaman ‘kültür'dür, hem de kültür ve toplum yaşantısını, ideal bir biçimde temsil edemeyeceği için hiçbir zaman gereğince kültür değil(miş) gibidir. Bu nedenle televizyon temsili, bir yandan sıklıkla toplum ve kültürü yerellikleri içinde yansıtmadığı temelinde eleştirilirken bir yandan da kaçınılmaz bir biçimde anlam üretimini kültürün sınırlarına bağlayan yerel bir vurguya sahiptir. Bu kitap, televizyonda anlam üretiminin toplum ve kültür yaşantısıyla olan bu gerilimli ilişkisi çerçevesinde, ulusal televizyonun 90'lı yıllarımızı niteleyen gelişmeler ve toplumsal duygu yapısıyla girdiği karmaşık etkileşimi değerlendiriyor. Sevilay Çelenk'e göre Türkiye'de televizyon, bir kitle iletişim aracı olarak, ‘hakiki değeri'nin de ötesinde bir öneme sahip. 1980 sonrasının ‘bireyciliğin kutsanması' ile nitelenen ortak yaşam dünyasında, muteber bir ‘birey' kimliği gerçekleştirmenin koşullarına sahip olamayan geniş toplum kesimleri için televizyon, cinsellik ve erotizmden başlayarak aidiyet ilişkileri ve kimlik kurgularına kadar pek çok şeyi ikame eden bir görünüm çiziyor; dolaşıma soktuğu kurmaca hikayeler aracılığıyla izleyicide, ‘vekaleten yaşamak yönünde bir arzu'yu kışkırtıyor. Yazar, toplumsala dair bir anlatı, bir sociolect olarak değerlendirme eğiliminde olduğu ulusal yayın akışını, on iki yıllık bir süreçte derinlemesine incelerken, ekrandan yayılan ışığnı gözleri kamaştırarak karanlığa hapsettiği stratejileri, akış planlamayı ve program türlerinin ortak yaşam dünyamızla kurduğu gizemli ilişkiyi okurun görüş alanına çıkarıyor.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat