1948 yılında Teresa Ana, insan toplumunun en altındaki umutsuz, dışlanmış, ruhsal açıdan özürlü, sokakta yaşayan evsiz ve ölmek üzere olan insanlara bakmak için, Kalküta'da işe başladı. Ne parası vardı ne de arkasında bir örgüt. Yalnızca, sevgiyle işe girişirse, başkalarının da onu izleyeceğine ilişkin inancı vardı. Bugün, birçok dini kuruluşa giren erkek ve kadın sayısı azalırken, Teresa Ana'nın Şefkat Misyonerleri kuruluşu, hızla büyüyor. Halen, yetmiş ülkede çalışmalarını sürdürüyorlar. Rahibeler, nerede gereksinim varsa oraya Kahire'nin en yoksul çöp toplayıcılarına, Tanzanya'nın cüzzamlılarına, Lima'nın alkoliklerine, New York'un AİDS kurbanlarına yardım götürüyorlar.
Bu kitap, Teresa Ana ile rahibelerinin, yoksulluk içindeki çalışmalarını anlatıyor. Bu, yalnızca etkileyici bir dinsel çalışma öyküsü değil, aynı zamanda çağımızın en büyük insani başarısıdır.
1948 yılında Teresa Ana, insan toplumunun en altındaki umutsuz, dışlanmış, ruhsal açıdan özürlü, sokakta yaşayan evsiz ve ölmek üzere olan insanlara bakmak için, Kalküta'da işe başladı. Ne parası vardı ne de arkasında bir örgüt. Yalnızca, sevgiyle işe girişirse, başkalarının da onu izleyeceğine ilişkin inancı vardı. Bugün, birçok dini kuruluşa giren erkek ve kadın sayısı azalırken, Teresa Ana'nın Şefkat Misyonerleri kuruluşu, hızla büyüyor. Halen, yetmiş ülkede çalışmalarını sürdürüyorlar. Rahibeler, nerede gereksinim varsa oraya Kahire'nin en yoksul çöp toplayıcılarına, Tanzanya'nın cüzzamlılarına, Lima'nın alkoliklerine, New York'un AİDS kurbanlarına yardım götürüyorlar.
Bu kitap, Teresa Ana ile rahibelerinin, yoksulluk içindeki çalışmalarını anlatıyor. Bu, yalnızca etkileyici bir dinsel çalışma öyküsü değil, aynı zamanda çağımızın en büyük insani başarısıdır.