Tabucchi'nin Tersyüz Oyunu'nu oluşturan öyküler ilk bakışta birbirinden bir hayli farklı gibidir. Öykü kişileri farklı mekânlarda, farklı zamanlarda, farklı güzergâhlarda hareket eder. Ancak yan yana getirilmiş bu dünyaların “kahraman”larını birleştiren bir nokta vardır: Bu kişilerin kendilerini çevreleyen dünyayla kurdukları ilişki; geçmişleri, bellekleri, sanrıları, hayal güçleri, düş kırıklıkları tarafından belirlenir. Tam da bu ilişki biçimi nedeniyle perspektifler yer değiştirir, görünen şeyler görmezlikten gelinir ya da olmayan şeyler varmışçasına hareket edilir.
“Hayatın önceden kestirilemeyen koşulları sonucu, belli bir şeyin ‘öyle' olmakla birlikte, aynı anda başka türlü de olduğu” bir evrendir anlatılan. Yazarın bir öykü kişisine söylettirdiği gibi bir “tersyüz oyunu”dur bu: “Gerçek” denilen şeye dair bir arayışın usulca eşlik ettiği, okurun da dahil edildiği bir oyun. Ne var ki Tabucchi'nin ustaca kurguladığı belirsizlikler evreninde, bilinçli ya da bilinçsizce gerçekleşen bu arayışlarda somut ile soyut, şimdi ile geçmiş, “sen” ile “ben” giderek daha fazla birbirine doğru akar; ta ki “gerçek”, çoğul olasılıklar evrenindeki ulaşılmaz konumunu alana dek.
Tabucchi'nin Tersyüz Oyunu'nu oluşturan öyküler ilk bakışta birbirinden bir hayli farklı gibidir. Öykü kişileri farklı mekânlarda, farklı zamanlarda, farklı güzergâhlarda hareket eder. Ancak yan yana getirilmiş bu dünyaların “kahraman”larını birleştiren bir nokta vardır: Bu kişilerin kendilerini çevreleyen dünyayla kurdukları ilişki; geçmişleri, bellekleri, sanrıları, hayal güçleri, düş kırıklıkları tarafından belirlenir. Tam da bu ilişki biçimi nedeniyle perspektifler yer değiştirir, görünen şeyler görmezlikten gelinir ya da olmayan şeyler varmışçasına hareket edilir.
“Hayatın önceden kestirilemeyen koşulları sonucu, belli bir şeyin ‘öyle' olmakla birlikte, aynı anda başka türlü de olduğu” bir evrendir anlatılan. Yazarın bir öykü kişisine söylettirdiği gibi bir “tersyüz oyunu”dur bu: “Gerçek” denilen şeye dair bir arayışın usulca eşlik ettiği, okurun da dahil edildiği bir oyun. Ne var ki Tabucchi'nin ustaca kurguladığı belirsizlikler evreninde, bilinçli ya da bilinçsizce gerçekleşen bu arayışlarda somut ile soyut, şimdi ile geçmiş, “sen” ile “ben” giderek daha fazla birbirine doğru akar; ta ki “gerçek”, çoğul olasılıklar evrenindeki ulaşılmaz konumunu alana dek.