At meydanında (bugünkü Sultanahmet Meydanının ortası) Dikilitaş'ın dibinde olduğu rivayet edilen, altın suyuna batırılmış, tunçtan, tılsımlı bir adam heykeli varmış. Tacirler adını "adil" koydukları bu heykelin yanına gelip parayı avucuna sayarlarmış. Bu tılsımlı heykelin avuçları kapandığı zaman o mal için ödenmiş olan fiyatın adil olduğuna inanırlarmış ve her iki taraf da bu tılsımlı heykelin hükmünü kabul edermiş.
Bir gün; değeri 300 altın biçilmiş bir at sahibi ile çevrede bu atı almak isteyen başka biri atın fiyatında anlaşamazlar. Bu alışverişteki anlaşmazlığı halletmesi için tılsımlı heykele gitmişler. Alıcı "adil" adlı tılsımlı heykelin avucuna bir altın koyar koymaz heykelin avucu kapanıvermiş ve atın bir altından fazla etmeyeceğini göstermiş. Atın sahibi, bu duruma o kadar çok öfkelenmiş ki palasını çıkarıp tılsımlı heykelin ellerini kesmiş. Bundan sonra her malın fiyatını adil bir şekilde gösteren bu tılsımlı heykel artık bu özelliğini kaybetmiş ve malların adil fiyatlarını gösteremez olmuş. Atın sahibi evine döner dönmez at ölmüş. Atın eğeriyle nallarına bir altın fiyat biçmişler. Böylece tılsımlı elin ata biçtiği değerin doğru olduğu anlaşılmış.
At meydanında (bugünkü Sultanahmet Meydanının ortası) Dikilitaş'ın dibinde olduğu rivayet edilen, altın suyuna batırılmış, tunçtan, tılsımlı bir adam heykeli varmış. Tacirler adını "adil" koydukları bu heykelin yanına gelip parayı avucuna sayarlarmış. Bu tılsımlı heykelin avuçları kapandığı zaman o mal için ödenmiş olan fiyatın adil olduğuna inanırlarmış ve her iki taraf da bu tılsımlı heykelin hükmünü kabul edermiş.
Bir gün; değeri 300 altın biçilmiş bir at sahibi ile çevrede bu atı almak isteyen başka biri atın fiyatında anlaşamazlar. Bu alışverişteki anlaşmazlığı halletmesi için tılsımlı heykele gitmişler. Alıcı "adil" adlı tılsımlı heykelin avucuna bir altın koyar koymaz heykelin avucu kapanıvermiş ve atın bir altından fazla etmeyeceğini göstermiş. Atın sahibi, bu duruma o kadar çok öfkelenmiş ki palasını çıkarıp tılsımlı heykelin ellerini kesmiş. Bundan sonra her malın fiyatını adil bir şekilde gösteren bu tılsımlı heykel artık bu özelliğini kaybetmiş ve malların adil fiyatlarını gösteremez olmuş. Atın sahibi evine döner dönmez at ölmüş. Atın eğeriyle nallarına bir altın fiyat biçmişler. Böylece tılsımlı elin ata biçtiği değerin doğru olduğu anlaşılmış.