İnsanlık tarihindeki ilk sosyo-ekonomik yapı, ilkel komünal toplumdur. Bu yapının en önemli özelliği, sınıfsız bir toplum olmasıyla birlikte üretim araçlarının ortak mülkiyetidir. Bilim, insanlığın sınıfsız ilkel komünal toplumdan yine sınıfların olmadığı modern komünal topluma ulaşılacağını belirlemiştir. Bu belirleme evrenin oluşuyla ilgili bulgularla yakından ilişkilidir. İnsanın kökeni sorununun incelenebilmesi için sadece biyolojik evrim sınırları içinde kalınamaz. Çünkü ortada, milyonlarca yıl içinde geçirilen değişim ve dönüşümler söz konusudur. İşte bilim adamları bir taraftan, hayvanlar aleminin, insanın ortaya çıkışına kadar süregelen evrimini damgalayan niteliksel değişiklikleri ortaya koyarken, diğer taraftan ve aynı zamanda insanı hayvandan ayıran temel şeyin, insanın kendi elleriyle yaptığı iş aletlerinin yardımıyla gösterdiği toplumsal çalışma faaliyeti olduğunu saptamışlardır. İşte ilkel komünal toplum, toplumsal çalışma faaliyetinin ilk evresidir.
İnsanlık tarihinin evrelerine de bu açıdan bakmak gerekiyor. İnsan, yaşamını yeniden üretebilmek için gereksinimlerini sağlamaya çalışırken, kendini ve çevresini de yeniden üretmiştir. Bu nedenle tarihin başlangıcı insanın toplumsallaşması olarak ele alınmalıdır. Toplumlaşan insan bundan böyle üretimi, gittikçe artan bir ölçüde kendi seçiciliği ile yapmaya başlayacaktır. Doğa-insan ilişkilerinin ağırlıklı belirlenmesindeki dönemlerde insanların sıcak ve ılıman ormanlarda yaşadığı (alt), balık üretiminin yapıldığı (orta) ve ok ile yayın bulunduğu (yukarı) aşamalardan geçtiği bilinmektedir. Toplumsal ilişkilerin belirlenimindeki tarihi devirlerde ilkel komünal toplumu köleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplum düzenleri izlemiştir. Kapitalist toplumu izleyecek sosyalist toplum, sınıfsız modern komünal topluma geçişte toplumsal sınıfların sönümlenmeye başlayacağı toplum biçimidir.
İnsanlık tarihindeki ilk sosyo-ekonomik yapı, ilkel komünal toplumdur. Bu yapının en önemli özelliği, sınıfsız bir toplum olmasıyla birlikte üretim araçlarının ortak mülkiyetidir. Bilim, insanlığın sınıfsız ilkel komünal toplumdan yine sınıfların olmadığı modern komünal topluma ulaşılacağını belirlemiştir. Bu belirleme evrenin oluşuyla ilgili bulgularla yakından ilişkilidir. İnsanın kökeni sorununun incelenebilmesi için sadece biyolojik evrim sınırları içinde kalınamaz. Çünkü ortada, milyonlarca yıl içinde geçirilen değişim ve dönüşümler söz konusudur. İşte bilim adamları bir taraftan, hayvanlar aleminin, insanın ortaya çıkışına kadar süregelen evrimini damgalayan niteliksel değişiklikleri ortaya koyarken, diğer taraftan ve aynı zamanda insanı hayvandan ayıran temel şeyin, insanın kendi elleriyle yaptığı iş aletlerinin yardımıyla gösterdiği toplumsal çalışma faaliyeti olduğunu saptamışlardır. İşte ilkel komünal toplum, toplumsal çalışma faaliyetinin ilk evresidir.
İnsanlık tarihinin evrelerine de bu açıdan bakmak gerekiyor. İnsan, yaşamını yeniden üretebilmek için gereksinimlerini sağlamaya çalışırken, kendini ve çevresini de yeniden üretmiştir. Bu nedenle tarihin başlangıcı insanın toplumsallaşması olarak ele alınmalıdır. Toplumlaşan insan bundan böyle üretimi, gittikçe artan bir ölçüde kendi seçiciliği ile yapmaya başlayacaktır. Doğa-insan ilişkilerinin ağırlıklı belirlenmesindeki dönemlerde insanların sıcak ve ılıman ormanlarda yaşadığı (alt), balık üretiminin yapıldığı (orta) ve ok ile yayın bulunduğu (yukarı) aşamalardan geçtiği bilinmektedir. Toplumsal ilişkilerin belirlenimindeki tarihi devirlerde ilkel komünal toplumu köleci toplum, feodal toplum ve kapitalist toplum düzenleri izlemiştir. Kapitalist toplumu izleyecek sosyalist toplum, sınıfsız modern komünal topluma geçişte toplumsal sınıfların sönümlenmeye başlayacağı toplum biçimidir.