Yıl: Dokuzyüz doksan... Mevsim yazlardan sonuncusu Yani Eylül'ün 4'üncü günü. Silahlar patlıyor, canlarım silahlar Bir... bir daha. Karanlıkçılar, tüm Aydınlanma düşmanları bir kabus gibi çökmüş ülkeme canlarım. Bir kabus gibi!.. Bin dörtyüzyıllık kinini kusuyor kulluk uğruna... Ak saçla adamın başına yastık olmuş, Koşuyolu'nun kaldırımları ağlamakta köşedeki söğüt dalındaki serçe suskun, sani matemde Şehr-i İstanbul kan kokuyor canlarım kan! Aydınlığa inat, özgürlüğe inat Bu sonyazın sıcağında saat 14'de.
Yıl: Dokuzyüz doksan... Mevsim yazlardan sonuncusu Yani Eylül'ün 4'üncü günü. Silahlar patlıyor, canlarım silahlar Bir... bir daha. Karanlıkçılar, tüm Aydınlanma düşmanları bir kabus gibi çökmüş ülkeme canlarım. Bir kabus gibi!.. Bin dörtyüzyıllık kinini kusuyor kulluk uğruna... Ak saçla adamın başına yastık olmuş, Koşuyolu'nun kaldırımları ağlamakta köşedeki söğüt dalındaki serçe suskun, sani matemde Şehr-i İstanbul kan kokuyor canlarım kan! Aydınlığa inat, özgürlüğe inat Bu sonyazın sıcağında saat 14'de.