Kira sözleşmesi, Roma Hukukundan beri kodifikasyonların esaslı bir parçası olmuş, Medeni Kanunların adeta "olmazsa olmaz"ı bir sözleşme hüviyetini taşımıştır.Günümüzde de bir çok modern hukuk düzeninin yer verdiği sözleşme, yakın zamanlarda büyük bir değişim geçirmiş "sosyal devlet ilkesi" bu sözleşmelere damgasını vurmuştur. Sosyal devlet ilkesinin kira sözleşmelerinde etkisi 1950'li yıllardan beri derinden hissedilmiş; 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunla başlayan süreç, 1 Temmuz 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda da "yedek hukuk kurallarının alanının fevkalade daraltılması" ile sonuçlanmıştır. Buna göre tarafların sözleşmenin içeriğini serbestçe belirlemeleri, özellikle sona erme ve kira bedeli bakımından son derece daraltılmıştır; kira sözleşmelerini başka sözleşmelerle bağlantılı hale getirmek sınırlandırılmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla çıkartılan 6570sayılı Kanunun ruhu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yaşatılmıştır.
Tez danışmanlığını yürüttüğüm Araştırma Görevlisi Ümmühan Kaya, elinizdeki eserle, kira sözleşmesinin tarihi süreçteki bu karmaşık yapısından kiraya verenin ayıplardan sorumluluğu konusunu başarıyla ortaya koyabilmiştir. Eser, yerli ve mekayeseli hukuk referansları ile zenginleştirilmiş, bir asra yaklaşan Türk hukuk pratiğinin seçkin örnekleriyle konu bezenmiştir.
Kire sözleşmesindeki ayıba karşı tekeffül hükümleri ile Borçlar Kanunu'ndaki genel hükümlerin ilişkisi sorunu da bu çalışma kapsamında ele alınmış olup, çalışmaya orjinallik kazandırmıştır. Yazar çalışması ile alana hakim olduğu hissiyatı fazlasıyla vermektedir. Bir yüksek lisans tezi çalışması olması hasebiyle kendisinden bekleneni fazlasıyla verdiği kanaatindeyim. Yazarın eserdeki başarısı Türk hukukunun geleceği açısından ümit vericidir.
Kira sözleşmesi, Roma Hukukundan beri kodifikasyonların esaslı bir parçası olmuş, Medeni Kanunların adeta "olmazsa olmaz"ı bir sözleşme hüviyetini taşımıştır.Günümüzde de bir çok modern hukuk düzeninin yer verdiği sözleşme, yakın zamanlarda büyük bir değişim geçirmiş "sosyal devlet ilkesi" bu sözleşmelere damgasını vurmuştur. Sosyal devlet ilkesinin kira sözleşmelerinde etkisi 1950'li yıllardan beri derinden hissedilmiş; 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanunla başlayan süreç, 1 Temmuz 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda da "yedek hukuk kurallarının alanının fevkalade daraltılması" ile sonuçlanmıştır. Buna göre tarafların sözleşmenin içeriğini serbestçe belirlemeleri, özellikle sona erme ve kira bedeli bakımından son derece daraltılmıştır; kira sözleşmelerini başka sözleşmelerle bağlantılı hale getirmek sınırlandırılmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla çıkartılan 6570sayılı Kanunun ruhu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda yaşatılmıştır.
Tez danışmanlığını yürüttüğüm Araştırma Görevlisi Ümmühan Kaya, elinizdeki eserle, kira sözleşmesinin tarihi süreçteki bu karmaşık yapısından kiraya verenin ayıplardan sorumluluğu konusunu başarıyla ortaya koyabilmiştir. Eser, yerli ve mekayeseli hukuk referansları ile zenginleştirilmiş, bir asra yaklaşan Türk hukuk pratiğinin seçkin örnekleriyle konu bezenmiştir.
Kire sözleşmesindeki ayıba karşı tekeffül hükümleri ile Borçlar Kanunu'ndaki genel hükümlerin ilişkisi sorunu da bu çalışma kapsamında ele alınmış olup, çalışmaya orjinallik kazandırmıştır. Yazar çalışması ile alana hakim olduğu hissiyatı fazlasıyla vermektedir. Bir yüksek lisans tezi çalışması olması hasebiyle kendisinden bekleneni fazlasıyla verdiği kanaatindeyim. Yazarın eserdeki başarısı Türk hukukunun geleceği açısından ümit vericidir.