Amerikalı arkeolog Prof. Dr. Jeannine Davis, 1997 yılında bugünkü Ukrayna'nın güneyinde, İskit bölgesinde, tarihî Amazon mezarlarında yaptığı kazılar sonucu önemli bir keşifte bulunur. Bu keşfini, televizyonda bir belgesel programda açıkladıktan sonra, sosyal bilimlerin tarih metodunda iki değişiklik olur: Birincisi, Avrupa merkezli tarih görüşü çöker. İkincisi ise, Avrupalı tarihçilerin ısrarla üstünü örtmeye çalıştıkları ve asla gün ışığına çıkmasını istemedikleri, ‘kadının gerçek tarihi' gün yüzüne çıkar... Bu gelişmelerin yönlendirmesiyle, geleneksel Avrupa merkezli tarih görüşü bir tarafa bırakılarak, elinizdeki eserde, yeni bir bakış açısı (tarih metodu) ile ‘kadın tarihi' araştırılmaktadır. Kitapta sizi şaşırtacak birçok yeni tarihî bulgu ile karşılaşacaksınız. Özellikle kadîm Türk tarihinin insan unsuru olarak dayanağının erkeklerden ziyade kadınlar olduğu, tarihî bir gerçeklik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede binlerce yıllık kronoloji adım adım izlenerek, o muazzam ‘Turan tarihinin' her safhasında ‘kadın'ın izi sürülmektedir.
Yazarla birlikte peşine düştüğümüz ‘kadının ayak izleri', bizi, eskiçağlardaki toplulukların korkulu rüyası Amazonlar'dan, Osmanlı devletinin kuruluşunda birinci derecede rol oynayan Bâcıyân-ı Rûm'a kadar getirir. Söz konusu yolculukta diğer coğrafyalardaki milletlere de yol uğratılmaktadır, dolayısıyla senkronize (eş zamanlı) olarak, ayrıca İslâm ve batı milletlerinde de kadın bahsine girilmektedir.
Elinizdeki eser, ‘kadın'ın 7000 yıllık tarihî serüveninin mitoloji, belge, bilgi ve yüzlerce kaynağa dayalı, resim ve gravürlerle desteklenmiş sıra dışı hikâyesidir.
Amerikalı arkeolog Prof. Dr. Jeannine Davis, 1997 yılında bugünkü Ukrayna'nın güneyinde, İskit bölgesinde, tarihî Amazon mezarlarında yaptığı kazılar sonucu önemli bir keşifte bulunur. Bu keşfini, televizyonda bir belgesel programda açıkladıktan sonra, sosyal bilimlerin tarih metodunda iki değişiklik olur: Birincisi, Avrupa merkezli tarih görüşü çöker. İkincisi ise, Avrupalı tarihçilerin ısrarla üstünü örtmeye çalıştıkları ve asla gün ışığına çıkmasını istemedikleri, ‘kadının gerçek tarihi' gün yüzüne çıkar... Bu gelişmelerin yönlendirmesiyle, geleneksel Avrupa merkezli tarih görüşü bir tarafa bırakılarak, elinizdeki eserde, yeni bir bakış açısı (tarih metodu) ile ‘kadın tarihi' araştırılmaktadır. Kitapta sizi şaşırtacak birçok yeni tarihî bulgu ile karşılaşacaksınız. Özellikle kadîm Türk tarihinin insan unsuru olarak dayanağının erkeklerden ziyade kadınlar olduğu, tarihî bir gerçeklik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede binlerce yıllık kronoloji adım adım izlenerek, o muazzam ‘Turan tarihinin' her safhasında ‘kadın'ın izi sürülmektedir.
Yazarla birlikte peşine düştüğümüz ‘kadının ayak izleri', bizi, eskiçağlardaki toplulukların korkulu rüyası Amazonlar'dan, Osmanlı devletinin kuruluşunda birinci derecede rol oynayan Bâcıyân-ı Rûm'a kadar getirir. Söz konusu yolculukta diğer coğrafyalardaki milletlere de yol uğratılmaktadır, dolayısıyla senkronize (eş zamanlı) olarak, ayrıca İslâm ve batı milletlerinde de kadın bahsine girilmektedir.
Elinizdeki eser, ‘kadın'ın 7000 yıllık tarihî serüveninin mitoloji, belge, bilgi ve yüzlerce kaynağa dayalı, resim ve gravürlerle desteklenmiş sıra dışı hikâyesidir.