Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yaşayan milletlerden biri olan Ermeniler, toplumsal yapının en önemli unsurlarından biri olarak yüzyıllar boyunca engin bir hoşgörü ve barış iklimi içinde varlıklarını devam ettirmişlerdir. Milliyetçilik akımlarının ve Osmanlı toprakları üzerinde çıkarları olan Rusya ve diğer Batılı devletlerin etkisiyle isyan hareketlerine başlayan Ermeniler, çoğu ülke dışında kurulan Ermeni örgütlerinin yönlendirmeleri sonucu Anadolu'nun birçok yerinde kargaşaya sebep olmuşlardır. Bağımsız bir devlet kurmak isteyen ayrılıkçı Ermenilerin faaliyetleri, Birinci Dünya Savaşı başlar başlamaz artmış ve bunun sonucunda Osmanlı yönetimi cephe gerisinde isyan eden Ermenilerin uzak bölgelere gönderilmesini içeren tehcir kararını uygulayarak zararlı eylemlerde bulunan Ermenileri kontrol altına almak istemiştir. 1915'te uygulanan tehcirden sonra Türk-Ermeni ilişkileri açısından yeni bir döneme girilmiş, yaşanan olayların bıraktığı izler her iki halkın zihninde canlılığını devam ettirerek günümüze kadar gelmiştir.
İki miller arasında yaşanan bu olaylar, Türk romancılarının da dikkatini çekmiştir. Ermeni sorunu ve tehciri konu edinen yazarlar, kaleme aldıkları eserlerde konuya çeşitli açılardan bakmaya çalışmışlardır. Bu romanlarda iki halk arasındaki iyi ilişkilerin hangi sebepler yüzünden bozulduğu üzerinde durulmuş, tehcir sırasında ve sonrasında yaşananlar yansıtılmıştır. Roman yazarları konuya çoğu defa savundukları siyasi ve politik fikirler ışığında bakmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde yaşayan milletlerden biri olan Ermeniler, toplumsal yapının en önemli unsurlarından biri olarak yüzyıllar boyunca engin bir hoşgörü ve barış iklimi içinde varlıklarını devam ettirmişlerdir. Milliyetçilik akımlarının ve Osmanlı toprakları üzerinde çıkarları olan Rusya ve diğer Batılı devletlerin etkisiyle isyan hareketlerine başlayan Ermeniler, çoğu ülke dışında kurulan Ermeni örgütlerinin yönlendirmeleri sonucu Anadolu'nun birçok yerinde kargaşaya sebep olmuşlardır. Bağımsız bir devlet kurmak isteyen ayrılıkçı Ermenilerin faaliyetleri, Birinci Dünya Savaşı başlar başlamaz artmış ve bunun sonucunda Osmanlı yönetimi cephe gerisinde isyan eden Ermenilerin uzak bölgelere gönderilmesini içeren tehcir kararını uygulayarak zararlı eylemlerde bulunan Ermenileri kontrol altına almak istemiştir. 1915'te uygulanan tehcirden sonra Türk-Ermeni ilişkileri açısından yeni bir döneme girilmiş, yaşanan olayların bıraktığı izler her iki halkın zihninde canlılığını devam ettirerek günümüze kadar gelmiştir.
İki miller arasında yaşanan bu olaylar, Türk romancılarının da dikkatini çekmiştir. Ermeni sorunu ve tehciri konu edinen yazarlar, kaleme aldıkları eserlerde konuya çeşitli açılardan bakmaya çalışmışlardır. Bu romanlarda iki halk arasındaki iyi ilişkilerin hangi sebepler yüzünden bozulduğu üzerinde durulmuş, tehcir sırasında ve sonrasında yaşananlar yansıtılmıştır. Roman yazarları konuya çoğu defa savundukları siyasi ve politik fikirler ışığında bakmışlardır.