Türk ve Arap, büyük Müslüman fikir ve dava adamı, merhum Çerkeşşeyhi-zâde Halil Hâlid Bey'in İngilizler tarafından kışkırtılan Araplara hitaben 1912 yılında yazıp, Arapçasıyla birlikte Kahire'de bastırdığı döneminin en ilginç siyasal metinlerindendir. Kitabın temel tezi İslam milletinin iki büyük ve önemli unsuru olan Türkler ve Arapların birbirinden ayrı yaşayamayacağı; onlar ayrılırlarsa Müslüman milletlerin istiklâllerini kaybedeceğidir. Hâlid Bey Türklerin idarelerindeki milletleri ve bilhassa Arapları muhterem tutup koruduğunu vurgularken asırlardır bu iki milletin neden tanışıp kaynaşamadığını da sorgular. Kitabın yazıldığı günlerde İslamiyet'in siyasi istiklalinin son temsilcisi olan Osmanlı saltanatı tehlike altındadır ve kurtuluş ancak Osmanlı'nın ve hilafetin hayatta kalmasıyla mümkündür.
Türk ve Arap, büyük Müslüman fikir ve dava adamı, merhum Çerkeşşeyhi-zâde Halil Hâlid Bey'in İngilizler tarafından kışkırtılan Araplara hitaben 1912 yılında yazıp, Arapçasıyla birlikte Kahire'de bastırdığı döneminin en ilginç siyasal metinlerindendir. Kitabın temel tezi İslam milletinin iki büyük ve önemli unsuru olan Türkler ve Arapların birbirinden ayrı yaşayamayacağı; onlar ayrılırlarsa Müslüman milletlerin istiklâllerini kaybedeceğidir. Hâlid Bey Türklerin idarelerindeki milletleri ve bilhassa Arapları muhterem tutup koruduğunu vurgularken asırlardır bu iki milletin neden tanışıp kaynaşamadığını da sorgular. Kitabın yazıldığı günlerde İslamiyet'in siyasi istiklalinin son temsilcisi olan Osmanlı saltanatı tehlike altındadır ve kurtuluş ancak Osmanlı'nın ve hilafetin hayatta kalmasıyla mümkündür.