Türkçe Bir Hayat, Ömer Asım Aksoy'un saydamlık, açıklık, özveri, çalışkanlık, titizlik, yalınlık gibi değerlerle örülmüş görkemli yaşamının kendi kaleminden öyküsü. Aksoy'un 1958 yılında kaydetmeye başladığı yaşam serüveni, 95 yıllık bir çağ tanıklığını içeriyor: Antep savunmasına katılmak için yarıda bırakılan tıp eğitimi, Nizip Cumhuriyet Müddeiumumiliği, Gaziantep Halkevi Başkanlığı, CHP Gaziantep İl Başkanlığı, 1936-1950 yılları arasında kesintisiz dört dönem milletvekilliği, Türk Dil Kurumu'nda kırk yılı aşkın bir süre yürütülen yoğun çalışmalar, yetmişin üzerinde yapıt, bitmek bilmeyen sağlık sorunları, aile yaşantısı, akrabalar, arkadaşlar... Yirmi beş yıllık çalışma arkadaşı Emin Özdemir, kaleme aldığı "sunuş"ta Albert Camus'nün bir sözünden yola çıkarak, Ömer Asım Aksoy'un Türkçeyi vatanı kabul edip yaşamı boyunca onun sınırlarında nöbet tuttuğunu belirtiyor. Behçet Necatigil'in "bir dil ülkücüsü" olarak nitelendirdiği Ömer Asım Aksoy, Türkçe Bir Hayat ile göz kamaştırıyor.
Türkçe Bir Hayat, Ömer Asım Aksoy'un saydamlık, açıklık, özveri, çalışkanlık, titizlik, yalınlık gibi değerlerle örülmüş görkemli yaşamının kendi kaleminden öyküsü. Aksoy'un 1958 yılında kaydetmeye başladığı yaşam serüveni, 95 yıllık bir çağ tanıklığını içeriyor: Antep savunmasına katılmak için yarıda bırakılan tıp eğitimi, Nizip Cumhuriyet Müddeiumumiliği, Gaziantep Halkevi Başkanlığı, CHP Gaziantep İl Başkanlığı, 1936-1950 yılları arasında kesintisiz dört dönem milletvekilliği, Türk Dil Kurumu'nda kırk yılı aşkın bir süre yürütülen yoğun çalışmalar, yetmişin üzerinde yapıt, bitmek bilmeyen sağlık sorunları, aile yaşantısı, akrabalar, arkadaşlar... Yirmi beş yıllık çalışma arkadaşı Emin Özdemir, kaleme aldığı "sunuş"ta Albert Camus'nün bir sözünden yola çıkarak, Ömer Asım Aksoy'un Türkçeyi vatanı kabul edip yaşamı boyunca onun sınırlarında nöbet tuttuğunu belirtiyor. Behçet Necatigil'in "bir dil ülkücüsü" olarak nitelendirdiği Ömer Asım Aksoy, Türkçe Bir Hayat ile göz kamaştırıyor.