İkinci El
Burada, modern Türkiye tarihini ters yüz ettim. Şimdiye kadar, önemli olarak, ne söylenmişse tersini kanıtlamaya çalıştım. Başardığımı sanıyorum. Mustafa Kemal; Nutuk'da, 1920 Sonbaharında Gediz'de yenildik' diyor. Yenilmediğimizi gösterdim. Üstelik Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi yayınlarına dayanarak. İlkokul yurttaşlık bilgilerinde bile 'İnönü Zaferi' anlatılıyor. İnönü'de 'makus talihin' yenildiği söyleniyor. İnönü'de zafer değil ciddi bir çarpışma olmadığını gösterdim. Yine Genelkurmay yayınlarına göre ve diğer kaynaklara dayanarak.
Burada, 'soğuk savaşın Türkiye'nin iç sorunu olduğunu' yazıyorum. Türkiye, nerede ise bütün dünyanın katıldığı İkinci Dünya Savaşı'nın dışında kalıyor. Faşizm ile demokrasi cepheleri arasında mekik dokuyor ve dokumasını, savaşa girmeden tamamlıyor. Ancak savaş bitince, resmi tarihin söylediğinin aksine, dünya topluluğunun yalnız ve itibarsız bir ülkesi oluveriyor. Bu yüzden Türkiye, İkinci Savaş biter bitmez yeni bir dünya savaşı özlüyor. Bunun kışkırtıcılığını yapıyor. İnanılmaz gibi görülüyor ama, bu kitapta inandırıcı dayanaklara kavuşturuluyor.
Bütün bunların bir belli amacı olduğunu söylemeliyim: Türkiye'de hep dış faktör abartıldı. Osmanlı'nın son yüzyılından bugüne dek, ilericisinden en gericisine kadar, tüm iyiliklerle tüm kötülüklerin hep dışardan geldiği yazıldı. Burada bunun tersi yapılıyor. İyilikler ve kötülükler için, iç faktör hep önemli oluyor. Ancak bunu göstermek için de, iç içe bir dış politika ve iç politika tarihi yazmak gerekli oluyor. Bu tarih içinde sosyalist mücadele tarihinin zaman zaman ön plana çıkarılması gerekiyor. Bunları yapmaya çalıştım.
İkinci El
Burada, modern Türkiye tarihini ters yüz ettim. Şimdiye kadar, önemli olarak, ne söylenmişse tersini kanıtlamaya çalıştım. Başardığımı sanıyorum. Mustafa Kemal; Nutuk'da, 1920 Sonbaharında Gediz'de yenildik' diyor. Yenilmediğimizi gösterdim. Üstelik Genelkurmay Başkanlığı Harp Tarihi Dairesi yayınlarına dayanarak. İlkokul yurttaşlık bilgilerinde bile 'İnönü Zaferi' anlatılıyor. İnönü'de 'makus talihin' yenildiği söyleniyor. İnönü'de zafer değil ciddi bir çarpışma olmadığını gösterdim. Yine Genelkurmay yayınlarına göre ve diğer kaynaklara dayanarak.
Burada, 'soğuk savaşın Türkiye'nin iç sorunu olduğunu' yazıyorum. Türkiye, nerede ise bütün dünyanın katıldığı İkinci Dünya Savaşı'nın dışında kalıyor. Faşizm ile demokrasi cepheleri arasında mekik dokuyor ve dokumasını, savaşa girmeden tamamlıyor. Ancak savaş bitince, resmi tarihin söylediğinin aksine, dünya topluluğunun yalnız ve itibarsız bir ülkesi oluveriyor. Bu yüzden Türkiye, İkinci Savaş biter bitmez yeni bir dünya savaşı özlüyor. Bunun kışkırtıcılığını yapıyor. İnanılmaz gibi görülüyor ama, bu kitapta inandırıcı dayanaklara kavuşturuluyor.
Bütün bunların bir belli amacı olduğunu söylemeliyim: Türkiye'de hep dış faktör abartıldı. Osmanlı'nın son yüzyılından bugüne dek, ilericisinden en gericisine kadar, tüm iyiliklerle tüm kötülüklerin hep dışardan geldiği yazıldı. Burada bunun tersi yapılıyor. İyilikler ve kötülükler için, iç faktör hep önemli oluyor. Ancak bunu göstermek için de, iç içe bir dış politika ve iç politika tarihi yazmak gerekli oluyor. Bu tarih içinde sosyalist mücadele tarihinin zaman zaman ön plana çıkarılması gerekiyor. Bunları yapmaya çalıştım.