Eserimin ana fikri 21.yy'a giren farklı kavimlerin farklı unsurları, fertlerinin geçmişte çok farklı gen karışımlarıyla bir ülkede birlikte yaşama mecburiyetine yeni çözümler aranmasıdır. Geleceğin medeni yaşantısının nasıl olması gerektiğini, farklı soyları, kültürleri, inançları irdeleyerek bulabilir miyiz? Geçimsizlik sebepleri bulunarak olumlu birleştirici yapıların temel unsurları nelerdir? Akıl yürütme güçlendikçe problemlerimiz azalabilecek mi? Bilimler ilerledikçe insan mutluluğu genelleşecek mi? İnanç doğruluğuna yaklaştıkça farklı inançları nasıl birleştirip, zıtlaşmaları nasıl azaltabiliriz?
Son yüzyılın başında da Ön Asya' da, Arap ekseninde, Afrika tamamında, Avrupa Kuzeyi ile doğusunda, Amerika' nın Güneyinde tekrar çatışma sancıları başladı. Kökleri, kültürleri, inançları, dilleri farklı toplulukların sorunları çoğalıyor. Kardeş olmasalar da birbirlerini tanırmış gibi sayan topluluklar zıtlaşıyor. Birçok ülkede modern yaşam felsefesi anlaşılamadığından hala onaylanmadı. Eski çağların akıl ve bilimleriyle henüz tanışan kesimlerde aydınlıklar alacakaranlık safhasında insanlar genelde gençlik evresindedir. Gelişme zayıflıkları, sağlıksızlıklar eski kötü duyguları canlandırıyor, bireyler ve grupları birbirini itiyor.
Kemal Atatürk'ün Yurtta ve Cihanda Sulh önerisi dünyaca kökleştirilemedi. Benliklerin sınırı dünyada çizilemedi. Topluluklarda ötekilerle uzlaşamıyor, eski zıtlaşmalar yenileniyor. Oysaki çağın bilimleri ileri akılla ekonomik ve cinsel farklardan kaynaklanan problemleri çözebilirler. O zaman üst yapıların dinginliğine ulaşılabilir. İnsan daha hızlı sıçrayarak hızla evrimselleşir. Türkiye ve çevresi anlatımlarım her yönüyle bundan tercih edilmiştir. Yüzyıl önceki sarsıntıları esas alarak yakınımda çözümü aradım. Farklar olumsuzlukları yaşatıyor. Geçmişle bağlantılı geleceğin aslının aranması farkları azaltacaktır. Tüm inanışlarında müştereği, ayrılıp uzaklaştırmak değil birleşebilmektir. Anlatı ve yorumlarımın eşdeğer ana temalarından biri de; doğululara bilimlerin yaşamdaki büyük önemini anlatıp onaylatabilmektir. Bilimselliğin inançlarla eşit değerini anlamalıyız.
Kuran başta bilinçli inanışlarda bilimselde de sevgi ve saygı istemektedir. Bütün gerçek inananlardan bu istenir. İlimleri, aklı, modern bilimleri inkar edenler inanç inkarcıları gibidirler. Aşırı çıkarcı, ezici, zorlayıcı, geriletici ve doğruları iyileri güzelleri yok edenler bunlardır. Ayrıca: Kanımca Türklerde nebilik kavramının gerçekçi ve inançlara uygun olduğunu anlatmaya çalıştım. Bölge kavimlerinin köklerini ve genel özelliklerini aynı açıdan irdeledim. Kürtlerin atalarının Kurru soyundan geldiğini aktarmadaki amacım tamamen birleştiriciliktir. Yapıcı, bilimsel yorumlarım barıştırıcıdır, çünkü gerçekçidir. 1915 yıllarında eserin konusu bölgelerde Türk kavmine ait soyların, Türk halklarının ve yöneticilerinin hiçbir kavime veya kişiye soykırım yapmadığını, kimseleri soymadığını yeni belgelerle tespitledim.
Bu saydığım temel fikirler etrafında makalelerimde… bazılarınca sezilse de ifade edilmemiş olan, saklanmış ancak gerçek olan, hatalı veya noksan bazı ülkeler, bazı aydınlar, bazı yazılanlar yanlış anlayışlarını dünyanın olumlu gerçeklerini yaşaması için düzeltmeye çalıştım. Yeni yüzyılı yaşayacak tüm nesillere bunları aktarmak için onların da tekrarlarını, dikkatle düşünmelerini isterim.Nitekim Türk, Çinli, İngiliz, Slav, Yahudi Atasözleri bireylerin ve toplum çoğunluğunun hataları arttığında toplumun tamamının zararlarının artacağını bildirir.
“Eceli gelen ördek geri geri yüzermiş” diyen Atasözünü düşünürsek acıklı isyanları, sağlıksız, yararsız husumetleri önleyebiliriz sanıyorum.
- Afşin Tol
Eserimin ana fikri 21.yy'a giren farklı kavimlerin farklı unsurları, fertlerinin geçmişte çok farklı gen karışımlarıyla bir ülkede birlikte yaşama mecburiyetine yeni çözümler aranmasıdır. Geleceğin medeni yaşantısının nasıl olması gerektiğini, farklı soyları, kültürleri, inançları irdeleyerek bulabilir miyiz? Geçimsizlik sebepleri bulunarak olumlu birleştirici yapıların temel unsurları nelerdir? Akıl yürütme güçlendikçe problemlerimiz azalabilecek mi? Bilimler ilerledikçe insan mutluluğu genelleşecek mi? İnanç doğruluğuna yaklaştıkça farklı inançları nasıl birleştirip, zıtlaşmaları nasıl azaltabiliriz?
Son yüzyılın başında da Ön Asya' da, Arap ekseninde, Afrika tamamında, Avrupa Kuzeyi ile doğusunda, Amerika' nın Güneyinde tekrar çatışma sancıları başladı. Kökleri, kültürleri, inançları, dilleri farklı toplulukların sorunları çoğalıyor. Kardeş olmasalar da birbirlerini tanırmış gibi sayan topluluklar zıtlaşıyor. Birçok ülkede modern yaşam felsefesi anlaşılamadığından hala onaylanmadı. Eski çağların akıl ve bilimleriyle henüz tanışan kesimlerde aydınlıklar alacakaranlık safhasında insanlar genelde gençlik evresindedir. Gelişme zayıflıkları, sağlıksızlıklar eski kötü duyguları canlandırıyor, bireyler ve grupları birbirini itiyor.
Kemal Atatürk'ün Yurtta ve Cihanda Sulh önerisi dünyaca kökleştirilemedi. Benliklerin sınırı dünyada çizilemedi. Topluluklarda ötekilerle uzlaşamıyor, eski zıtlaşmalar yenileniyor. Oysaki çağın bilimleri ileri akılla ekonomik ve cinsel farklardan kaynaklanan problemleri çözebilirler. O zaman üst yapıların dinginliğine ulaşılabilir. İnsan daha hızlı sıçrayarak hızla evrimselleşir. Türkiye ve çevresi anlatımlarım her yönüyle bundan tercih edilmiştir. Yüzyıl önceki sarsıntıları esas alarak yakınımda çözümü aradım. Farklar olumsuzlukları yaşatıyor. Geçmişle bağlantılı geleceğin aslının aranması farkları azaltacaktır. Tüm inanışlarında müştereği, ayrılıp uzaklaştırmak değil birleşebilmektir. Anlatı ve yorumlarımın eşdeğer ana temalarından biri de; doğululara bilimlerin yaşamdaki büyük önemini anlatıp onaylatabilmektir. Bilimselliğin inançlarla eşit değerini anlamalıyız.
Kuran başta bilinçli inanışlarda bilimselde de sevgi ve saygı istemektedir. Bütün gerçek inananlardan bu istenir. İlimleri, aklı, modern bilimleri inkar edenler inanç inkarcıları gibidirler. Aşırı çıkarcı, ezici, zorlayıcı, geriletici ve doğruları iyileri güzelleri yok edenler bunlardır. Ayrıca: Kanımca Türklerde nebilik kavramının gerçekçi ve inançlara uygun olduğunu anlatmaya çalıştım. Bölge kavimlerinin köklerini ve genel özelliklerini aynı açıdan irdeledim. Kürtlerin atalarının Kurru soyundan geldiğini aktarmadaki amacım tamamen birleştiriciliktir. Yapıcı, bilimsel yorumlarım barıştırıcıdır, çünkü gerçekçidir. 1915 yıllarında eserin konusu bölgelerde Türk kavmine ait soyların, Türk halklarının ve yöneticilerinin hiçbir kavime veya kişiye soykırım yapmadığını, kimseleri soymadığını yeni belgelerle tespitledim.
Bu saydığım temel fikirler etrafında makalelerimde… bazılarınca sezilse de ifade edilmemiş olan, saklanmış ancak gerçek olan, hatalı veya noksan bazı ülkeler, bazı aydınlar, bazı yazılanlar yanlış anlayışlarını dünyanın olumlu gerçeklerini yaşaması için düzeltmeye çalıştım. Yeni yüzyılı yaşayacak tüm nesillere bunları aktarmak için onların da tekrarlarını, dikkatle düşünmelerini isterim.Nitekim Türk, Çinli, İngiliz, Slav, Yahudi Atasözleri bireylerin ve toplum çoğunluğunun hataları arttığında toplumun tamamının zararlarının artacağını bildirir.
“Eceli gelen ördek geri geri yüzermiş” diyen Atasözünü düşünürsek acıklı isyanları, sağlıksız, yararsız husumetleri önleyebiliriz sanıyorum.
- Afşin Tol