Azınlıklar konusu, her yerde "hassas" bir konudur. Türkiye'de, daha da hassas! Azınlıklarla ilgili sorunlar, kâh resmî kalıpların, kâh tartışmayı men eden bir hamâsetin, kâh "eski komşuları" yâdeden nostaljinin veya "hoşgörü" romantizminin kutusunda kapalı kalır genellikle. Baskın Oran, elinizdeki çalışmasında, kutuyu açıyor! Azınlıklar konusuyla ilgili kavramsal çerçeveye; Türkiye'de azınlıklar konusunun temel referansı olan Lozan Antlaşması ve uygulamasına; Azınlıklarla ilgili bütün hukuksal düzenleme ve teamüllere; Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hazırlık sürecine bağlı değişikliklerin yol açtığı ve yol açabileceği sonuçlara; açıklık getiriyor. Bir rehber kitap; başvuru kaynağı. Aynı zamanda, "Azınlıklar devletin ve milletin birlik ve beraberliğini bozar" yaklaşımını ve "Sevr Sendromu"nu sorgulayan, konuyu tartışmaya getiren bir kitap. Bir "hassas konu" olarak azınlıklar konusundaki tartışmaların tabularla, klişelerle boğulmak istenmesine karşı, soğukkanlı bir analiz ve bir akl-ı selim çağrısı.
Azınlıklar konusu, her yerde "hassas" bir konudur. Türkiye'de, daha da hassas! Azınlıklarla ilgili sorunlar, kâh resmî kalıpların, kâh tartışmayı men eden bir hamâsetin, kâh "eski komşuları" yâdeden nostaljinin veya "hoşgörü" romantizminin kutusunda kapalı kalır genellikle. Baskın Oran, elinizdeki çalışmasında, kutuyu açıyor! Azınlıklar konusuyla ilgili kavramsal çerçeveye; Türkiye'de azınlıklar konusunun temel referansı olan Lozan Antlaşması ve uygulamasına; Azınlıklarla ilgili bütün hukuksal düzenleme ve teamüllere; Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine hazırlık sürecine bağlı değişikliklerin yol açtığı ve yol açabileceği sonuçlara; açıklık getiriyor. Bir rehber kitap; başvuru kaynağı. Aynı zamanda, "Azınlıklar devletin ve milletin birlik ve beraberliğini bozar" yaklaşımını ve "Sevr Sendromu"nu sorgulayan, konuyu tartışmaya getiren bir kitap. Bir "hassas konu" olarak azınlıklar konusundaki tartışmaların tabularla, klişelerle boğulmak istenmesine karşı, soğukkanlı bir analiz ve bir akl-ı selim çağrısı.