Türkiye'de tahsil müesseseleri, maarif teşkilâtı ve üniversiteler ilim, kültür, ahlâk ve mefkûresi sağlam, seçkin ve aydın bir nesil yetiştirmedikçe milletimizin rehbersiz kalması, mânevî ve siyasî buhranlara düşmesi mukadderdir. Türk cemiyeti ilericilik zan ve iddiaları ile ve ilmî, millî ve insanî esaslara aykırı öyle tersine zorlanmıştır ki, bu durumda mânevî bir buhranın doğması ve siyasî nizâmın bozulması kaçınılmazdı. Aslında medeniyet tarihi ve sosyolojinin gösterdiği üzere her yabancı kültür tesiri veya iktibasının cemiyet bünyesi üzerinde bir takım sarsıntılar yaratması tabiîdir. Eğer bu tesirler normal iktisadî ve kültürel münâsebetlerle birlikte ve tedricî bir şekilde vuku bulursa, mevcud millî unsurlar üzerinde bir aşı vazifesini görür ve bu sayede cemiyet yeni bir medeniyet sentezi istikametinde hayâtiyet kazanarak yükselir. Bu kitap, bahsedilen konularda Türkiye'ye has mânevî sıkıntılara ve bunların yol açtığı siyasî buhranlara, tarihçi bir âlimin dikkatiyle nasıl bakıldığını göstermektedir.
Türkiye'de tahsil müesseseleri, maarif teşkilâtı ve üniversiteler ilim, kültür, ahlâk ve mefkûresi sağlam, seçkin ve aydın bir nesil yetiştirmedikçe milletimizin rehbersiz kalması, mânevî ve siyasî buhranlara düşmesi mukadderdir. Türk cemiyeti ilericilik zan ve iddiaları ile ve ilmî, millî ve insanî esaslara aykırı öyle tersine zorlanmıştır ki, bu durumda mânevî bir buhranın doğması ve siyasî nizâmın bozulması kaçınılmazdı. Aslında medeniyet tarihi ve sosyolojinin gösterdiği üzere her yabancı kültür tesiri veya iktibasının cemiyet bünyesi üzerinde bir takım sarsıntılar yaratması tabiîdir. Eğer bu tesirler normal iktisadî ve kültürel münâsebetlerle birlikte ve tedricî bir şekilde vuku bulursa, mevcud millî unsurlar üzerinde bir aşı vazifesini görür ve bu sayede cemiyet yeni bir medeniyet sentezi istikametinde hayâtiyet kazanarak yükselir. Bu kitap, bahsedilen konularda Türkiye'ye has mânevî sıkıntılara ve bunların yol açtığı siyasî buhranlara, tarihçi bir âlimin dikkatiyle nasıl bakıldığını göstermektedir.