Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinde yurttaşlık müslüman olan-olmayan ekseninde bir karşılık bulmuştur. İmparatorluğun gerileme dönemine girmesiyle birlikte kapitülasyonlarla mücadele etmeye başlanmasının sonucunda ortaya çıkan reformlar gayrimüslimlerin de ayrımcılığa uğramadan tanımlandığı bir yurttaşlık anlayışını doğurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletiyle birlikte de bu durum devam etmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletinin kurulmasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması'nda gayrimüslim yurttaşlara tanınan azınlık statüsü günümüze kadar tartışılan bir konu olmuştur. Eserde Lozan Barış Antlaşması sonrasındaki süreçte ortaya çıkan yasal metinlerde ve bu metinlerin uygulanmasında gayrimüslim yurttaşları ilgilendiren durumlar ele alınarak Türkiye Cumhuriyeti'nde ulus-devletin ve yurttaşlık algısının özel olarak gayrimüslimleri ilgilendiren yönü inceleme konusu yapılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk dönemlerinde yurttaşlık müslüman olan-olmayan ekseninde bir karşılık bulmuştur. İmparatorluğun gerileme dönemine girmesiyle birlikte kapitülasyonlarla mücadele etmeye başlanmasının sonucunda ortaya çıkan reformlar gayrimüslimlerin de ayrımcılığa uğramadan tanımlandığı bir yurttaşlık anlayışını doğurmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesinden sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletiyle birlikte de bu durum devam etmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ulus-devletinin kurulmasını sağlayan Lozan Barış Antlaşması'nda gayrimüslim yurttaşlara tanınan azınlık statüsü günümüze kadar tartışılan bir konu olmuştur. Eserde Lozan Barış Antlaşması sonrasındaki süreçte ortaya çıkan yasal metinlerde ve bu metinlerin uygulanmasında gayrimüslim yurttaşları ilgilendiren durumlar ele alınarak Türkiye Cumhuriyeti'nde ulus-devletin ve yurttaşlık algısının özel olarak gayrimüslimleri ilgilendiren yönü inceleme konusu yapılmıştır.