XI-XIV. yüzyıllarda Yakındoğu, göçebe ve yerleşik savaş usullerinin bazen iç içe geçip bazen çarpışmaları nedeniyle savaş sanatı açısından incelenmesi gereken bir dönemdir. Bu dönemde bir yandan süvariler ortalığı kasıp kavururken, diğer yandan da piyade yeniden yükselme eğilimindeydi. Savaşı, düşmanı taktiklerle alt etme ya da sadece mertçe dövüşme şeklinde algılayan farklı düşünüş biçimleri de yine bu dönemde birbirleriyle çarpışıyorlardı. Türklerin Savaş Sanatı, bu dönemdeki Türklerin savaşı uygulayışındaki değişen/dönüşen taktikleri karşılaştırmalı olarak inceleyen bir çalışma. Türk beyliklerinin yaptığı teknik yenilikler ile karşılaşılan farklı düşmanlar, silah ve zırhlar olsun, strateji ve askeri örgütlenmeler olsun savaşın evrimine işaret eder. Ahmet Özdal'ın derleyici, özenli çalışması savaş sanatı üzerine önemli bir birikimi sunuyor.
XI-XIV. yüzyıllarda Yakındoğu, göçebe ve yerleşik savaş usullerinin bazen iç içe geçip bazen çarpışmaları nedeniyle savaş sanatı açısından incelenmesi gereken bir dönemdir. Bu dönemde bir yandan süvariler ortalığı kasıp kavururken, diğer yandan da piyade yeniden yükselme eğilimindeydi. Savaşı, düşmanı taktiklerle alt etme ya da sadece mertçe dövüşme şeklinde algılayan farklı düşünüş biçimleri de yine bu dönemde birbirleriyle çarpışıyorlardı. Türklerin Savaş Sanatı, bu dönemdeki Türklerin savaşı uygulayışındaki değişen/dönüşen taktikleri karşılaştırmalı olarak inceleyen bir çalışma. Türk beyliklerinin yaptığı teknik yenilikler ile karşılaşılan farklı düşmanlar, silah ve zırhlar olsun, strateji ve askeri örgütlenmeler olsun savaşın evrimine işaret eder. Ahmet Özdal'ın derleyici, özenli çalışması savaş sanatı üzerine önemli bir birikimi sunuyor.