Muzaffer Özdağ'ın toplu eserlerinin ilk cildini oluşturan “Türklük ve İslamiyet” kitabı yazarın olgunluk dönemine işaret eder. Özdağ siyasi mücadele ile hemhal olmuş bir hayatın orta döneminden sonra kültürel meseleler ve hayatı kuşatan anlam dünyası üzerine yoğunlaştı.
Özdağ, yerel kültürle karşılaşan dinin yorumlanmasının oluşturduğu formların çokluğuna dikkat ederek İslamiyet'in nasıl yorumlandığını izah eder. Bu yorum farkları Türk Müslümanlığı örneğinde hoşgörü ve uzlaşma- nın zemini oluşturduğu gibi Arap dünyasında çatışmanın ve radikalizmin zeminini oluşturdu. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde Orta Doğu'da yaşananlar Özdağ'ın stratejik öngörüsünü doğrulamaktadır.
Özdağ, İslam'ın Türklükle ilişkisini şöyle izah eder: "Türk tarihinin son bin yılına sığan en önemli bölümü, İslam tarih ve coğrafya kadrosu içinde yaşanmıştır. Türk İslam olduğu andan itibaren, bu tarihi yapan, bu coğrafyayı genişleten ve koruyan başlıca güç olmuştur. Bu nedenle İslam tarihini Türksüz düşünmek mümkün olmadığı gibi, Türk tarihini de, Türk milletinin gündelik hayatına yön veren İslam'ı anlamadan dikkate almadan kavramak mümkün değildir."
Muzaffer Özdağ'ın toplu eserlerinin ilk cildini oluşturan “Türklük ve İslamiyet” kitabı yazarın olgunluk dönemine işaret eder. Özdağ siyasi mücadele ile hemhal olmuş bir hayatın orta döneminden sonra kültürel meseleler ve hayatı kuşatan anlam dünyası üzerine yoğunlaştı.
Özdağ, yerel kültürle karşılaşan dinin yorumlanmasının oluşturduğu formların çokluğuna dikkat ederek İslamiyet'in nasıl yorumlandığını izah eder. Bu yorum farkları Türk Müslümanlığı örneğinde hoşgörü ve uzlaşma- nın zemini oluşturduğu gibi Arap dünyasında çatışmanın ve radikalizmin zeminini oluşturdu. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde Orta Doğu'da yaşananlar Özdağ'ın stratejik öngörüsünü doğrulamaktadır.
Özdağ, İslam'ın Türklükle ilişkisini şöyle izah eder: "Türk tarihinin son bin yılına sığan en önemli bölümü, İslam tarih ve coğrafya kadrosu içinde yaşanmıştır. Türk İslam olduğu andan itibaren, bu tarihi yapan, bu coğrafyayı genişleten ve koruyan başlıca güç olmuştur. Bu nedenle İslam tarihini Türksüz düşünmek mümkün olmadığı gibi, Türk tarihini de, Türk milletinin gündelik hayatına yön veren İslam'ı anlamadan dikkate almadan kavramak mümkün değildir."