Mezar taşlarına baktıkça yüreklerden kan damlar. Yüreklerin sızıltısından varlık varlığından utanır, yok olmanın ağırlığında. Ah…! Nasip olmadı insanca yaşamak. Savaşarak, göçerek; dağları, yaylaları mekan tutmuşlar. Yaşadıkları toprak damlarını hayvanlarıyla; cılız bedenlerini bitlerle, pirelerle, kenelerle, farelerle paylaşmışlar. Zorlukların içinde kimi pirine, kimi şeyhine, kimi doğmamış oğluna, kimi dağlara, kimi kalemine, kimi toprağına kimi de anılarına tutunmuş.
Bir ailenin yaşam öyküsünden yola çıkan bu kitap genelde Varto, özelde İskender köyü tarihinin bir parçasını gerçeklere sadık kalarak anlatmaktadır. Aslında bu tarihsel süreci Türkiye'nin tarihsel sürecinin bir parçası olarak da okuyabiliriz.
Kitabı okurken birbirlerine komşu olan insanların nasıl birer katile dönüştüklerini veya dönüştürüldüklerini de okuyoruz. Şeyh Sait isyanının Varto boyutunu öğreniyoruz. Jandarma denildiğinde yöre insanını belki de en çok çocukları bir korku alır. İşte bu durumun neden kaynaklandığını kitap okunduğunda daha iyi anlıyoruz. 1. Dünya Savaşı, Sarıkamış olayının sonuçlarına dair öyküler de can acıtıcı. Yine 2. Dünya savaşı yıllarına da kitap sayesinde tanıklık ediyoruz.
Bu çerçevede bu kitap roman olarak okunabileceği gibi tanıklığa dayanan saha araştırmasına benzer bir bilimsel ve belgesel çalışma olarak da değerlendirilebilir. “Tutunanlar” ile size, her zaman ihtiyacımız olan samimiyet ve gerçekliği sunuyoruz.
Mezar taşlarına baktıkça yüreklerden kan damlar. Yüreklerin sızıltısından varlık varlığından utanır, yok olmanın ağırlığında. Ah…! Nasip olmadı insanca yaşamak. Savaşarak, göçerek; dağları, yaylaları mekan tutmuşlar. Yaşadıkları toprak damlarını hayvanlarıyla; cılız bedenlerini bitlerle, pirelerle, kenelerle, farelerle paylaşmışlar. Zorlukların içinde kimi pirine, kimi şeyhine, kimi doğmamış oğluna, kimi dağlara, kimi kalemine, kimi toprağına kimi de anılarına tutunmuş.
Bir ailenin yaşam öyküsünden yola çıkan bu kitap genelde Varto, özelde İskender köyü tarihinin bir parçasını gerçeklere sadık kalarak anlatmaktadır. Aslında bu tarihsel süreci Türkiye'nin tarihsel sürecinin bir parçası olarak da okuyabiliriz.
Kitabı okurken birbirlerine komşu olan insanların nasıl birer katile dönüştüklerini veya dönüştürüldüklerini de okuyoruz. Şeyh Sait isyanının Varto boyutunu öğreniyoruz. Jandarma denildiğinde yöre insanını belki de en çok çocukları bir korku alır. İşte bu durumun neden kaynaklandığını kitap okunduğunda daha iyi anlıyoruz. 1. Dünya Savaşı, Sarıkamış olayının sonuçlarına dair öyküler de can acıtıcı. Yine 2. Dünya savaşı yıllarına da kitap sayesinde tanıklık ediyoruz.
Bu çerçevede bu kitap roman olarak okunabileceği gibi tanıklığa dayanan saha araştırmasına benzer bir bilimsel ve belgesel çalışma olarak da değerlendirilebilir. “Tutunanlar” ile size, her zaman ihtiyacımız olan samimiyet ve gerçekliği sunuyoruz.