Tarihi roman deyince ilk akla gelen isimlerden Yılmaz Karakoyunlu'dan 1991 Türkiye Yazarlar Birliği "En İyi Tarihî Roman" Ödülü kazanmış etkileyici bir roman…
“Yakub Cemil'i, o gece kurşuna dizdiler.
Kâğıthane tepelerinde beş silah patladı...
İri gövde, sert gerdan direndi; sonra dizlerinin üzerine çöktü. Bir süre de öyle kaldı... Yakub Cemil, usulca dilini çıkardı; her şeyi çocukça alaya alan bir erişkin usanmışlığıyla yıkıldı. İsteseydi biraz daha direnirdi, güldü, boş verdi... Gözleri hâlâ açık ve uysaldı.” Yılmaz Karakoyunlu Üç Aliler Divanı'nda Atatürk'e yapılan suikastı, Cumhuriyet'in şemsiyesi altında Cumhuriyetçiler ile İttihatçıların hesaplaşmasını ve yeni “cumhuriyet” anlayışını dile getiriyor.
Yılmaz Karakoyunlu (İstanbul, 1936), ilk romanı Salkım Hanım'ın Taneleri'nde (1989, Yunus Nadi Roman Ödülü) Varlık Vergisi'ni işledi. Üç Aliler Divanı'nda (1991, Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Tarihi Roman Ödülü) Atatürk'e yapılan İzmir suikastını, Güz Sancısı'nda (1992, Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü) 6-7 Eylül 1955 Olayları'nı, Çiçekli Mumlar Sokağı'nda (2000) Batumlu göçmenlerin Kurtuluş Savaşı'na katkılarını, Yorgun Mayıs Kısrakları'nda (2004) Adnan Menderes, Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet gibi kişiler çevresinde Cumhuriyet'in kuruluşundan 1960'a kadar uzanan dönemi, Perîze: Ezan Vakti Beethoven'de (2007) 1980 sonrası Türk solunu ele aldı. Serçe Kuşun Sonbaharı'nda (2010) Şeyh Bedreddin'e farklı bir gözle baktı. Son romanı Mor Kaftanlı Selanik'te (2012) ise Türk-Yunan Mübadelesi'ni işledi. Yazarın bütün eserleri Doğan Kitap tarafından yayımlanmaktadır.
Tarihi roman deyince ilk akla gelen isimlerden Yılmaz Karakoyunlu'dan 1991 Türkiye Yazarlar Birliği "En İyi Tarihî Roman" Ödülü kazanmış etkileyici bir roman…
“Yakub Cemil'i, o gece kurşuna dizdiler.
Kâğıthane tepelerinde beş silah patladı...
İri gövde, sert gerdan direndi; sonra dizlerinin üzerine çöktü. Bir süre de öyle kaldı... Yakub Cemil, usulca dilini çıkardı; her şeyi çocukça alaya alan bir erişkin usanmışlığıyla yıkıldı. İsteseydi biraz daha direnirdi, güldü, boş verdi... Gözleri hâlâ açık ve uysaldı.” Yılmaz Karakoyunlu Üç Aliler Divanı'nda Atatürk'e yapılan suikastı, Cumhuriyet'in şemsiyesi altında Cumhuriyetçiler ile İttihatçıların hesaplaşmasını ve yeni “cumhuriyet” anlayışını dile getiriyor.
Yılmaz Karakoyunlu (İstanbul, 1936), ilk romanı Salkım Hanım'ın Taneleri'nde (1989, Yunus Nadi Roman Ödülü) Varlık Vergisi'ni işledi. Üç Aliler Divanı'nda (1991, Türkiye Yazarlar Birliği En İyi Tarihi Roman Ödülü) Atatürk'e yapılan İzmir suikastını, Güz Sancısı'nda (1992, Türkiye Yazarlar Birliği Roman Ödülü) 6-7 Eylül 1955 Olayları'nı, Çiçekli Mumlar Sokağı'nda (2000) Batumlu göçmenlerin Kurtuluş Savaşı'na katkılarını, Yorgun Mayıs Kısrakları'nda (2004) Adnan Menderes, Yahya Kemal ve Nâzım Hikmet gibi kişiler çevresinde Cumhuriyet'in kuruluşundan 1960'a kadar uzanan dönemi, Perîze: Ezan Vakti Beethoven'de (2007) 1980 sonrası Türk solunu ele aldı. Serçe Kuşun Sonbaharı'nda (2010) Şeyh Bedreddin'e farklı bir gözle baktı. Son romanı Mor Kaftanlı Selanik'te (2012) ise Türk-Yunan Mübadelesi'ni işledi. Yazarın bütün eserleri Doğan Kitap tarafından yayımlanmaktadır.