Uhud, bir ümmetin Peygamberi için bütün varlıklarını feda ettikleri benzeri görülmemiş bir şeref abidesidir. Uhud, zor ve çetin birimtihanın şehadetle aşılmasıydı. Uhud'da, Efendimize zarar gelmesin diye vucutlarını feda eden ashabın göz yaşartıcı ve ibret verici hikayesi vardır. Kıyamete kadar anlatılacak bu fedakar ve vefakar ruhlar sanki Uhud'dan cennete yükselen bir merdiven buldular. Oradan yukarılara tırmandılar ve tarihinde benzerine tanık olunmayan bir destan bıraktılar.. İşte Sahabe-i Kiramın Allah Resulüne(sav) olan ve bir benzerine daha tarihte şahit olunmayan sevgisine tanık olan Urve bin Mesud, Kureyş liderlerine Hz. Peygamber ve sahabesini şöyle anlatır:
“Vallahi ben pek çok kral ziyaret ettim. Kayser, Kisra ve Necaşi'nin huzurlarına çıktım. Vallahi hiçbirinin çevresindekiler Muhammed'in(sav) ashabının Muhammed'e(sav) saygı gösterdiği kadar saygı göstermiyordu. O konuştuğu zaman hepsi susuyor, saygıdan hiçbiri başını dahi kaldırıp ona bakmıyor, bir şey emrettiğinde emrini yerine getirmek için yarış yapıyorlar, saçlarından bir tel düşse onu alıp saklıyorlardı. Vallahi ben Muhammed'in(sav) ashabı gibisini görmedim.”
(Kadı İyaz, Şifa-i Şerif)
Uhud, bir ümmetin Peygamberi için bütün varlıklarını feda ettikleri benzeri görülmemiş bir şeref abidesidir. Uhud, zor ve çetin birimtihanın şehadetle aşılmasıydı. Uhud'da, Efendimize zarar gelmesin diye vucutlarını feda eden ashabın göz yaşartıcı ve ibret verici hikayesi vardır. Kıyamete kadar anlatılacak bu fedakar ve vefakar ruhlar sanki Uhud'dan cennete yükselen bir merdiven buldular. Oradan yukarılara tırmandılar ve tarihinde benzerine tanık olunmayan bir destan bıraktılar.. İşte Sahabe-i Kiramın Allah Resulüne(sav) olan ve bir benzerine daha tarihte şahit olunmayan sevgisine tanık olan Urve bin Mesud, Kureyş liderlerine Hz. Peygamber ve sahabesini şöyle anlatır:
“Vallahi ben pek çok kral ziyaret ettim. Kayser, Kisra ve Necaşi'nin huzurlarına çıktım. Vallahi hiçbirinin çevresindekiler Muhammed'in(sav) ashabının Muhammed'e(sav) saygı gösterdiği kadar saygı göstermiyordu. O konuştuğu zaman hepsi susuyor, saygıdan hiçbiri başını dahi kaldırıp ona bakmıyor, bir şey emrettiğinde emrini yerine getirmek için yarış yapıyorlar, saçlarından bir tel düşse onu alıp saklıyorlardı. Vallahi ben Muhammed'in(sav) ashabı gibisini görmedim.”
(Kadı İyaz, Şifa-i Şerif)