Burada ele alınan konuların bir bölümü daha önce bazı araştırmacılar tarafından kısmen akademik araştırma konusu yapılmış olmakla birlikte, söz konusu çalışmaların amacımız bakımından iki noktada eksiklik taşıdığını belirtmeliyiz. Birincisi, söz konusu araştırmalar salt ‘siyaset bilim' açısından yapılmış durumdadır. Ancak İbn Haldun'un siyasal düşüncelerini sosyolojik bağlamdan ve uluslararası ilişkiler boyutundan soyutlamak doğru bir yaklaşım olmadığı gibi, belki mümkün de değildir. İkincisi, bahis konusu yazarların, düşünürün inanç ve düşünce dünyasına, hem bilimsel altyapı hem de ‘içerden' bakabilme anlamında bir ölçüde yabancı oldukları, farklı bir ideolojik perspektifin, yaptıkları değerlendirmelerin arka fonunu teşkil etmiş bulunduğu görülmektedir. Bu durum ise, söz konusu değerlendirmelerin kimi zaman isabetsiz ve zorlama bir görünüm almasına ve düşünürün anlaşılmasını güçleştiren bir yapıya bürünmesine yol açmış bulunmaktadır.
Elinizdeki çalışmanın sadece İbn Haldun'un görüşlerine ve genel olarak İslâm düşüncesine meraklı olanlar için değil, aynı zamanda Uluslararası İlişkiler, siyaset bilim ve sosyoloji alanlarına ilgi duyanlar için de yararlı olacağını, özellikle ikinci gruptakiler için, farklı bir bakış açısını tanıma bakımından mütevazı da olsa bir katkı sunacağını umuyoruz.
Burada ele alınan konuların bir bölümü daha önce bazı araştırmacılar tarafından kısmen akademik araştırma konusu yapılmış olmakla birlikte, söz konusu çalışmaların amacımız bakımından iki noktada eksiklik taşıdığını belirtmeliyiz. Birincisi, söz konusu araştırmalar salt ‘siyaset bilim' açısından yapılmış durumdadır. Ancak İbn Haldun'un siyasal düşüncelerini sosyolojik bağlamdan ve uluslararası ilişkiler boyutundan soyutlamak doğru bir yaklaşım olmadığı gibi, belki mümkün de değildir. İkincisi, bahis konusu yazarların, düşünürün inanç ve düşünce dünyasına, hem bilimsel altyapı hem de ‘içerden' bakabilme anlamında bir ölçüde yabancı oldukları, farklı bir ideolojik perspektifin, yaptıkları değerlendirmelerin arka fonunu teşkil etmiş bulunduğu görülmektedir. Bu durum ise, söz konusu değerlendirmelerin kimi zaman isabetsiz ve zorlama bir görünüm almasına ve düşünürün anlaşılmasını güçleştiren bir yapıya bürünmesine yol açmış bulunmaktadır.
Elinizdeki çalışmanın sadece İbn Haldun'un görüşlerine ve genel olarak İslâm düşüncesine meraklı olanlar için değil, aynı zamanda Uluslararası İlişkiler, siyaset bilim ve sosyoloji alanlarına ilgi duyanlar için de yararlı olacağını, özellikle ikinci gruptakiler için, farklı bir bakış açısını tanıma bakımından mütevazı da olsa bir katkı sunacağını umuyoruz.