İçinde bulunduğumuz çağ bilgi çağıdır. Her ne kadar “bilgi çağı bitti, .... çağı başladı” gibi söylemler üretilse de, henüz içinde bulunduğumuz dönemi tanımlayacak türde genel kabul gören bir başka tanım yok. Peki, bilgi çağı ne demek? Bunun ne olduğu konusundaki bilgilerin de kaynağı bulanıktır (!). Birçok kişi için bilgi çağı bilgisayarın başına geçip solitaire oynamak, Word kullanıp, Powerpoint'te sunu hazırlamak ya da internete girip “chat” yapmaktır. “Daha ne yapayım?” gibi bir eklentiyi de sayabiliriz bu arada. Eğer sağlıklı bir toplum olmak isteniyorsa, o zaman insanların bilgilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Başka bir deyişle, hangi bilgiye ne kadar güvenebileceklerini bilmelidirler. Bilgilerinin düşüncelerinin hammaddesi olduğunu gözden kaçırmamalıdırlar.
Ve unutmamalıdırlar ki;
- “Dikkatini düşüncelerinden ayırma, zira onlar sözlerin haline gelecektir.
- Dikkatini sözlerinden ayırma, zira onlar davranışların haline gelecektir.
- Dikkatini davranışlarından ayırma, zira onlar alışkanlıkların haline gelecektir.
- Dikkatini alışkanlıklarından ayırma, zira onlar karakterin haline gelecektir.
- Dikkatini karakterinden ayırma, zira o senin kaderindir.”
(Talmud) Bu çalışma alan uzmanlarını değil, entelektüel olarak bu konulara ilgi duyan veya kavramlarını netleştirme ihtiyacı duyan herkes için kaleme alınmıştır. Dolayısıyla akademik dilden kaçınılmaya çalışılmıştır. Teknik terim ve açıklamalardan (zorunlu durumlar dışında) uzak durulmuştur Bu çalışmada yapılmaya çalışılan şey, Voltaire'in bir sözüne bağlanabilir: “Arkadaşlar! Önce kavramlarımızı tarif edelim”. Burada da denmektedir ki, “Arkadaşlar! Önce bilgilerimizi netleştirelim!” Eskiden “nereye gidiyorsun?” diye sorulurdu, tarım toplumuydu. “Nereden buluyorsun?” diye soruldu, sanayi toplumuydu. Şimdi “nereden biliyorsun?” sorusunu sorma zamanıdır.
İçinde bulunduğumuz çağ bilgi çağıdır. Her ne kadar “bilgi çağı bitti, .... çağı başladı” gibi söylemler üretilse de, henüz içinde bulunduğumuz dönemi tanımlayacak türde genel kabul gören bir başka tanım yok. Peki, bilgi çağı ne demek? Bunun ne olduğu konusundaki bilgilerin de kaynağı bulanıktır (!). Birçok kişi için bilgi çağı bilgisayarın başına geçip solitaire oynamak, Word kullanıp, Powerpoint'te sunu hazırlamak ya da internete girip “chat” yapmaktır. “Daha ne yapayım?” gibi bir eklentiyi de sayabiliriz bu arada. Eğer sağlıklı bir toplum olmak isteniyorsa, o zaman insanların bilgilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Başka bir deyişle, hangi bilgiye ne kadar güvenebileceklerini bilmelidirler. Bilgilerinin düşüncelerinin hammaddesi olduğunu gözden kaçırmamalıdırlar.
Ve unutmamalıdırlar ki;
- “Dikkatini düşüncelerinden ayırma, zira onlar sözlerin haline gelecektir.
- Dikkatini sözlerinden ayırma, zira onlar davranışların haline gelecektir.
- Dikkatini davranışlarından ayırma, zira onlar alışkanlıkların haline gelecektir.
- Dikkatini alışkanlıklarından ayırma, zira onlar karakterin haline gelecektir.
- Dikkatini karakterinden ayırma, zira o senin kaderindir.”
(Talmud) Bu çalışma alan uzmanlarını değil, entelektüel olarak bu konulara ilgi duyan veya kavramlarını netleştirme ihtiyacı duyan herkes için kaleme alınmıştır. Dolayısıyla akademik dilden kaçınılmaya çalışılmıştır. Teknik terim ve açıklamalardan (zorunlu durumlar dışında) uzak durulmuştur Bu çalışmada yapılmaya çalışılan şey, Voltaire'in bir sözüne bağlanabilir: “Arkadaşlar! Önce kavramlarımızı tarif edelim”. Burada da denmektedir ki, “Arkadaşlar! Önce bilgilerimizi netleştirelim!” Eskiden “nereye gidiyorsun?” diye sorulurdu, tarım toplumuydu. “Nereden buluyorsun?” diye soruldu, sanayi toplumuydu. Şimdi “nereden biliyorsun?” sorusunu sorma zamanıdır.