Necip Fazıl'ın ‘'Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur'' sözünden hareketle; odun olmamak, tomurcukları büyütmek… Üstelik bu iklimde sevmek, bıkmadan usanmadan sevmek… Yazın sıcağına, kışın zemheri soğuğuna hazırlamak tomurcuğu... Su olabilmek örneğin, toprak olmak, ışık olmak…
Tomurcuk derdinde olan soylu insanlara; öğretmen olabilme, öğretmen olarak yaşayabilme ve ölünceye kadar öğretmen kalabilme çabası içinde olanlara ve öğretmenliğin kutsiyetine inananlara selam olsun…
Biz bir eğitim kurumuysak ve eğitimciysek; hayatı birlikte anlamlandırmak ve sizleri hayata hazırlamak adına hayatın ta kendisi olmak istiyoruz. Biz ÜN'lüler; tartışma olmadan fikir üretimi gerçekleşmez dedik ve ‘'düşünelim, araştıralım'' diyerek çıktık yola.
Çünkü farkındaydık; fikirlerini ifade etmeyen bir insanın özgüveni, konuşma yeteneği, yaratıcılık yönü gelişemezdi. Bizim öğrencilik dönemlerimizde de birçoğumuz üretmek yerine üretilmişi kullanmadık mı? Hani nerede kalıpları kıran, ezberleri bozan, sunulan düşünceleri sorgulayan, fikir üreten insanlarımız?
Bizler bu projeyle 21. yy becerileri içinde önemli bir yere sahip olan ‘'problem çözme'' yetisini tomurcuklarımızın öz suyuna katalım dedik.
Kısacası; bir hayat amaçları olsun istiyoruz…
Biz ÜN'lüler; yangına, serçenin ağzında taşıdığı su misali müdahale etmeye çalıştık. Öğrenci, öğretmen ve velilere bir ‘'soru cümlesi'' verildi ve kendi fikirlerini sunma fırsatı buldular. Tüm okul olarak kalemimizi konuşturup yaratıcılığımızı artırma fırsatı yakaladık. Kendi çözüm önerilerimizi önce kendi hayatımıza adapte edeceğimizin de sözünü verdik. Mahatma Gandhi der ki: ‘'Dünyada görmeyi arzu ettiğimiz değişimin kendisi olmazsak, değişim hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.''
Amatör olarak başladığımız bu serüvende, hayatlarımızı ustalaştırmak temennisiyle…
Necip Fazıl'ın ‘'Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur'' sözünden hareketle; odun olmamak, tomurcukları büyütmek… Üstelik bu iklimde sevmek, bıkmadan usanmadan sevmek… Yazın sıcağına, kışın zemheri soğuğuna hazırlamak tomurcuğu... Su olabilmek örneğin, toprak olmak, ışık olmak…
Tomurcuk derdinde olan soylu insanlara; öğretmen olabilme, öğretmen olarak yaşayabilme ve ölünceye kadar öğretmen kalabilme çabası içinde olanlara ve öğretmenliğin kutsiyetine inananlara selam olsun…
Biz bir eğitim kurumuysak ve eğitimciysek; hayatı birlikte anlamlandırmak ve sizleri hayata hazırlamak adına hayatın ta kendisi olmak istiyoruz. Biz ÜN'lüler; tartışma olmadan fikir üretimi gerçekleşmez dedik ve ‘'düşünelim, araştıralım'' diyerek çıktık yola.
Çünkü farkındaydık; fikirlerini ifade etmeyen bir insanın özgüveni, konuşma yeteneği, yaratıcılık yönü gelişemezdi. Bizim öğrencilik dönemlerimizde de birçoğumuz üretmek yerine üretilmişi kullanmadık mı? Hani nerede kalıpları kıran, ezberleri bozan, sunulan düşünceleri sorgulayan, fikir üreten insanlarımız?
Bizler bu projeyle 21. yy becerileri içinde önemli bir yere sahip olan ‘'problem çözme'' yetisini tomurcuklarımızın öz suyuna katalım dedik.
Kısacası; bir hayat amaçları olsun istiyoruz…
Biz ÜN'lüler; yangına, serçenin ağzında taşıdığı su misali müdahale etmeye çalıştık. Öğrenci, öğretmen ve velilere bir ‘'soru cümlesi'' verildi ve kendi fikirlerini sunma fırsatı buldular. Tüm okul olarak kalemimizi konuşturup yaratıcılığımızı artırma fırsatı yakaladık. Kendi çözüm önerilerimizi önce kendi hayatımıza adapte edeceğimizin de sözünü verdik. Mahatma Gandhi der ki: ‘'Dünyada görmeyi arzu ettiğimiz değişimin kendisi olmazsak, değişim hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir.''
Amatör olarak başladığımız bu serüvende, hayatlarımızı ustalaştırmak temennisiyle…