İkinci El
Helmut, Sabine, Klaus ve Helene. Orta yaşını çoktan geçmiş bu dört Alman, Konstanz Gölü kıyısındaki sakin bir tatil beldesinde birbirlerini bulurlar. Helmut ile Sabine'nin sakin yaşamları, macareperest Klaus ve Helene ile karşılaşınca bir anda farklı heyecanlara ve eğlencelere açık hale gelir. Ancak eski bir okul arkadaşı olan Klaus ile karşılaşmak, Helmut için o kadar da eğlenceli sayılmaz. Bu karşılaşma, aslında kendisiyle hesaplaşmaya açılan bir pencere olur. Görünürdeki yaşamlarının ardında, hepsinin farklı dertleri, huzursuzlukları, rahatlama anları, kaçış noktaları, duygulanımları vardır; o beldede geçirilen her an, birbirini zıt iki karakter olan Helmut ile Klaus'un içsel çatışmalarının aynası olur. İlişki denen şey ne kadar da zordur! Yanlış anlamalar, can sıkıntısı, yalan, kıskançlık, haset, aşk... tüm bunlar kaçınılmazdır. Komik durumlara düşmek, alay konusu olmak da öyle. Çağdaş Alman edebiyatının en güçlü kalemlerinden Martin Walser bizi, bu dört insanın ruhlarının en derinlerine ve aralarındaki ilişkilerin çetrefilli ağına çekip avlıyor. Ve daha da önemlisi gülümsetiyor, şaşırtıyor. İçimize, ilişkilerimize ışık tutuyor.
İkinci El
Helmut, Sabine, Klaus ve Helene. Orta yaşını çoktan geçmiş bu dört Alman, Konstanz Gölü kıyısındaki sakin bir tatil beldesinde birbirlerini bulurlar. Helmut ile Sabine'nin sakin yaşamları, macareperest Klaus ve Helene ile karşılaşınca bir anda farklı heyecanlara ve eğlencelere açık hale gelir. Ancak eski bir okul arkadaşı olan Klaus ile karşılaşmak, Helmut için o kadar da eğlenceli sayılmaz. Bu karşılaşma, aslında kendisiyle hesaplaşmaya açılan bir pencere olur. Görünürdeki yaşamlarının ardında, hepsinin farklı dertleri, huzursuzlukları, rahatlama anları, kaçış noktaları, duygulanımları vardır; o beldede geçirilen her an, birbirini zıt iki karakter olan Helmut ile Klaus'un içsel çatışmalarının aynası olur. İlişki denen şey ne kadar da zordur! Yanlış anlamalar, can sıkıntısı, yalan, kıskançlık, haset, aşk... tüm bunlar kaçınılmazdır. Komik durumlara düşmek, alay konusu olmak da öyle. Çağdaş Alman edebiyatının en güçlü kalemlerinden Martin Walser bizi, bu dört insanın ruhlarının en derinlerine ve aralarındaki ilişkilerin çetrefilli ağına çekip avlıyor. Ve daha da önemlisi gülümsetiyor, şaşırtıyor. İçimize, ilişkilerimize ışık tutuyor.