“Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez.”
- Albert Camus
Küçük bir çocuk gece uyurken rüyasında bir kâbus görür ve ağlayarak uyanır. Yarı bilinçli bir şekilde yatağında ağlamaya devam eder... Ağlamalarını duyan annesi yanına gelir, ona sarılır ve gördüğünün kötü bir kâbus olduğunu ama geçtiğini söyleyerek onu sakinleştirir. Bir süre sonra çocuk, yavaş yavaş rahatlar, her şeyin bir rüya olduğunu ve geride kaldığını kendisine hatırlatarak az önceki yoğun duygu durumundan çıkmayı başarır… Hemen hepimizin başına gelmiş bu olay aslında bilinçdışımızın kısa bir süreliğine de olsa bizi nasıl ele geçirdiğinin ve bize bir yanılsamayı yoğun bir duyguyla nasıl yaşattığının ilginç bir örneğidir.
Bugün birçok insan -sebebini bilmediği bir şekilde- kendisini kaygılı, öfkeli, çaresiz, yalnız, duygusuz, değersiz, yetersiz, özgüvensiz, mutsuz ya da başkalarına bağımlı hissederek tam manasıyla An'da var olamamaktadır. Her ne kadar kaynağı belirsizmiş gibi gözükseler de insanı esir alan tüm bu olumsuz duyguların bilinçdışında belli nedenleri bulunmaktadır. Tıpkı rüyasındaki gördüğü kâbusu gerçek sanıp ağlayan çocuklar gibi birçok yetişkin insan da bilinçdışı bir takım yanılsamaların etkisi altında bir yaşam sürmektedir. Bu durum, kimisinde çocukluk döneminde annesiyle kurduğu bağımlı bir ilişkinin eseri olarak ortaya çıkarken, bir başkasında çözümlenememiş duygusal bir takım travmaların sonucu olabilmektedir.
Her okuyucunun kendinden bir şeyler bulacağını düşündüğüm bu kitapta, benliğimizi zaman zaman ele geçiren olumsuz duygularımızın nedenleri, mevcut kişiliğimiz nelere bağlı olarak şekillendiği; bilinçdışımızın, geçmişimizin ve annemizle kurduğumuz bağlanma stilimizin bugünümüzü nasıl etkilediği konularına değindim. Farklı kişilik yapılanmalarına bağlı ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranış sorunlarının nasıl oluştukları, nelere bağlı olarak geliştikleri ve bilinçdışı düzlemde kişilere ne tür yanılsamalar yaşattıklarını hemen herkesin anlayabileceği bir dille- aktarmaya çalıştım.
Ebeveynlerin, çocuklarını ruhsal olarak sağlıklı bir zeminde ve bir “Birey” olarak yetiştirmelerine de katkı sağlayacağını düşündüğüm bu eser, görünenin ardındaki bambaşka bir gerçekliğe kapı aralayarak okuyucusunda ruhsal bir uyanışı gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Uyanış, bir kez gerçekleştiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır…
“Bazı insanların sırf normal olabilmek için olağanüstü enerji sarf ettiklerini kimse bilmez.”
- Albert Camus
Küçük bir çocuk gece uyurken rüyasında bir kâbus görür ve ağlayarak uyanır. Yarı bilinçli bir şekilde yatağında ağlamaya devam eder... Ağlamalarını duyan annesi yanına gelir, ona sarılır ve gördüğünün kötü bir kâbus olduğunu ama geçtiğini söyleyerek onu sakinleştirir. Bir süre sonra çocuk, yavaş yavaş rahatlar, her şeyin bir rüya olduğunu ve geride kaldığını kendisine hatırlatarak az önceki yoğun duygu durumundan çıkmayı başarır… Hemen hepimizin başına gelmiş bu olay aslında bilinçdışımızın kısa bir süreliğine de olsa bizi nasıl ele geçirdiğinin ve bize bir yanılsamayı yoğun bir duyguyla nasıl yaşattığının ilginç bir örneğidir.
Bugün birçok insan -sebebini bilmediği bir şekilde- kendisini kaygılı, öfkeli, çaresiz, yalnız, duygusuz, değersiz, yetersiz, özgüvensiz, mutsuz ya da başkalarına bağımlı hissederek tam manasıyla An'da var olamamaktadır. Her ne kadar kaynağı belirsizmiş gibi gözükseler de insanı esir alan tüm bu olumsuz duyguların bilinçdışında belli nedenleri bulunmaktadır. Tıpkı rüyasındaki gördüğü kâbusu gerçek sanıp ağlayan çocuklar gibi birçok yetişkin insan da bilinçdışı bir takım yanılsamaların etkisi altında bir yaşam sürmektedir. Bu durum, kimisinde çocukluk döneminde annesiyle kurduğu bağımlı bir ilişkinin eseri olarak ortaya çıkarken, bir başkasında çözümlenememiş duygusal bir takım travmaların sonucu olabilmektedir.
Her okuyucunun kendinden bir şeyler bulacağını düşündüğüm bu kitapta, benliğimizi zaman zaman ele geçiren olumsuz duygularımızın nedenleri, mevcut kişiliğimiz nelere bağlı olarak şekillendiği; bilinçdışımızın, geçmişimizin ve annemizle kurduğumuz bağlanma stilimizin bugünümüzü nasıl etkilediği konularına değindim. Farklı kişilik yapılanmalarına bağlı ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranış sorunlarının nasıl oluştukları, nelere bağlı olarak geliştikleri ve bilinçdışı düzlemde kişilere ne tür yanılsamalar yaşattıklarını hemen herkesin anlayabileceği bir dille- aktarmaya çalıştım.
Ebeveynlerin, çocuklarını ruhsal olarak sağlıklı bir zeminde ve bir “Birey” olarak yetiştirmelerine de katkı sağlayacağını düşündüğüm bu eser, görünenin ardındaki bambaşka bir gerçekliğe kapı aralayarak okuyucusunda ruhsal bir uyanışı gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.
Uyanış, bir kez gerçekleştiğinde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır…
