Halistin Kukul şiirinin muhtevası ise iki vazgeçilemez değer etrafında örgülenir: Millî ve manevî değerler... Elbette her şairin bigane kalamayacağı aşk, hasret, gurbet, ayrılık, ölüm gibi cihanşumûl temalar da O'nun şairane ilgi dairesindedir.
Atatürk'ün, 1933'te Cumhuriyet'in ilânının 10. yılında yaptığı konuşmada “köprüleri sağlam tutmalıyız” dediği Türk Dünyası gerçeği de onun şiirlerinin vazgeçilmez mevzularındandır.
Hem tarihî devirleri hem de çağını millî romantik duyuş ve duruş ile idrak eden bir şair olarak Halistin Kukul; milletinin mazideki güzellikleriyle iftihar eden; mefahiriyle gurur duyan ve aynı duyguları okuyucusuna da derinden hissettiren bir kalem erbabıdır. Ziya Paşa'nın “Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat/Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde” mısralarının tarif ettiği bir kısım hayalperestlerin aksine O, hanesi sükun ve istikrar bulmadan dünyaya nizam verme; öz kardeşi dururken yad ellere selam gönderme telaşında değildir.
Halistin Kukul şiirinin muhtevası ise iki vazgeçilemez değer etrafında örgülenir: Millî ve manevî değerler... Elbette her şairin bigane kalamayacağı aşk, hasret, gurbet, ayrılık, ölüm gibi cihanşumûl temalar da O'nun şairane ilgi dairesindedir.
Atatürk'ün, 1933'te Cumhuriyet'in ilânının 10. yılında yaptığı konuşmada “köprüleri sağlam tutmalıyız” dediği Türk Dünyası gerçeği de onun şiirlerinin vazgeçilmez mevzularındandır.
Hem tarihî devirleri hem de çağını millî romantik duyuş ve duruş ile idrak eden bir şair olarak Halistin Kukul; milletinin mazideki güzellikleriyle iftihar eden; mefahiriyle gurur duyan ve aynı duyguları okuyucusuna da derinden hissettiren bir kalem erbabıdır. Ziya Paşa'nın “Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat/Bin türlü teseyyüp bulunur hanelerinde” mısralarının tarif ettiği bir kısım hayalperestlerin aksine O, hanesi sükun ve istikrar bulmadan dünyaya nizam verme; öz kardeşi dururken yad ellere selam gönderme telaşında değildir.
