16 metrekare Yayınları'ndan çıkan Ali Erdem Çelebi'nin ilk kitabı “Uzun Uzak Günlükler”, on yıl boyunca kaleme aldığı iç konuşmalarını farklı metin ve anlatım biçimleriyle sunarak, okuyucuyu “Benlik” ve “Varoluş” üzerine düşünmeye davet ediyor.
“Soruyorum: kim üç noktaların engin diyarında kaygısızca koşup, ünlemlerin heyecanlı dünyasında oradan oraya savrulmak istemez?
Oysa, havada kasvet, yüreklerde ağırlık var. Soru işaretleri kafaları bulandırırken, hevesle dönülen her yandan bir parantez işareti çıkıveriyor karşımıza. Kaçınılmaz son “nokta”ya doğru yönlendiriliyoruz. Bu durgunluğa, miskinliğe virgül koymak da olmaz, çünkü o aynı düzeni devam ettirmek için can atıyor. Onun yerine belki de noktalı virgül gerek. Ne nokta ne de virgül, ama her ikisi de...”
16 metrekare Yayınları'ndan çıkan Ali Erdem Çelebi'nin ilk kitabı “Uzun Uzak Günlükler”, on yıl boyunca kaleme aldığı iç konuşmalarını farklı metin ve anlatım biçimleriyle sunarak, okuyucuyu “Benlik” ve “Varoluş” üzerine düşünmeye davet ediyor.
“Soruyorum: kim üç noktaların engin diyarında kaygısızca koşup, ünlemlerin heyecanlı dünyasında oradan oraya savrulmak istemez?
Oysa, havada kasvet, yüreklerde ağırlık var. Soru işaretleri kafaları bulandırırken, hevesle dönülen her yandan bir parantez işareti çıkıveriyor karşımıza. Kaçınılmaz son “nokta”ya doğru yönlendiriliyoruz. Bu durgunluğa, miskinliğe virgül koymak da olmaz, çünkü o aynı düzeni devam ettirmek için can atıyor. Onun yerine belki de noktalı virgül gerek. Ne nokta ne de virgül, ama her ikisi de...”