Yıllarca evvel bir eser okumuştum " hacmi küçük, fakat manası ve davası büyük olan bu eserinde, İmamı Gazali (Kuddise sirruhu) «Bütün felsefe mesleklerini ve batıniye mezheplerini tetkik ettim, hiç biri beni tatmin etmedi» buyuruyorlardı,' son hükümleri şu idi: «Nihayet tasavvufta karar kıldım.»
Dava beni o kadar cezbetti ki, o tarihten bu yana, büyük islam hakim ve velilerine ait, birçoğu yazma, otuz dört cüz eser okudum. Öyle iç açıcı ve doyurucu hikmet ve menkıbelere rastladım ki, okumakla kanamadım ve okuyup geçemedim. Gafletin ve gönül darlığının, biricik ilacı ve nefsin esaretinden kurtulmanın tek çaresi olarak bu hikmetlere tekrar tekrar baş vurmak üzere onların bir çoğunu not ettim, bu notları günün birinde kitap haline getirip neşretmeyi düşünmedim.
Birkaç sene evvel vasiyyetnamemi yazarken, bu fıkralardan münasiplerini ona ekleyerek toplu bir halde çocuklarımın mütalaa ve istifadelerine terketmeyi düşündüm. Bu gaye ile iki sene çalıştım,' Hakkın tevfik-u inayetiyle birçoğunu topladım, bir araya getirdim ve isimlendirdim (Vasiyyetim ve Hakikat ilminden Parçalar).
Sırf çocuklarım için hazırlamış olduğum bu eserin bastırılarak toplumun (topluluğun) mütalaa nazarlarına arzı, bazı yüksek dostlarım tarafından tavsiye edildi.
Bu tavsiye ile karşılaşınca iki büyük islam velisinin sözlerini hatırladım:
1 - Büyük pirlerden Necmüddin-i Kübra (Kuddise sirruhu), bir kitabında (insan terbiyesinde kamil mürşide ihtiyaç)tan bahsediyor ve Musa Aleyhisselamı misal göstererek şöyle buyuruyor: Musa Aleyhisselam, kemal-i nübüvvet ve derece-i risalet ile mevsuf iken ilk önce on yıl Şuayip
Aleyhisselam hizmetinde bulunmasaydı Cenab-ı Hak'la (mükaleme) şerefine asla müstahak olmaz, devletine erişmez,saadetine ulaşmaz ve bütün Tevrati Canib-i izzet'ten telakki edemezdi. Bu türlü kemaller, Şuayip Aleyihsselama yaptığı hizmetin semeresidir. Ondan sonra (Ledün ilmi)ni öğrenmek için Hızır Aleyhisse lama tabi oldu.
Musa Aleyhisselamın evvela Şuayip Aleyhisselam hizmetinde bulunması ve bir müddet de Hızır Aleyhisselama tabi olması, kendi nübüvvet derecesinin, onlardan yüksek olmasına asla ve hiç bir veçhile mani değildir. (Bunun misalini dört imam, İmam-ı Azam - Hasan-ı Basri «Cenab-ı Hak onlardan razı olsun» bölümünde göreceğiz.)
2 - Erzurumlu, Allame ibrahim Hakkı (Kuddise sirru hu) dahi meşhur ve muazzam (Marifetname)sinde
Mürşid-i Kamil olunca nay'ab
Sana mürşit yetişir şimdi kitab
yani (olgun ruh terbiyecileri zahirde görünmez olunca onların eserlerini okumanın ve rehber edinmenin ruh terbiyesi yolunda ilerlemeğe yeter olduğunu) bildirir
Tasavvuf Nedir?
Namültenahinin ve namütenahilik Yolunun tarifide namütenahidir
Büyüklerden Birkaç Tarif:
Tasavvuf, Peygamberimiz «aleyhissalat-ü vesselam» Efendimizin batınını (iç varlığını) tevarüstür.
Tasavvuf, ilahı ahlak ile tahalluk (ahlaklanmak)tur. Tasavvuf, bu fanı varlığı aşıp ebedi varlıkta hayat buımaktır.
TasavvUf, nefsin hezimeti ve ruhun zaferidir
Tasavvuf, uzaklığın kederinden sonra yakınlığın safasını bulmaktır.
Tasavv'uf, Adem (Aleyhisselam)in ve Ademoğullarının yaradılışından murat olan gayeye ermektir
Tasavvuf, bir haldir, ilimdir, zevktir; kısaca ilahi kemale doğru ebedi bir seyr-ü seferdir; ve hedef bakımından tek, usul ve edep bakımından da sayısız şartları toplayan bir yoldur.
Yıllarca evvel bir eser okumuştum " hacmi küçük, fakat manası ve davası büyük olan bu eserinde, İmamı Gazali (Kuddise sirruhu) «Bütün felsefe mesleklerini ve batıniye mezheplerini tetkik ettim, hiç biri beni tatmin etmedi» buyuruyorlardı,' son hükümleri şu idi: «Nihayet tasavvufta karar kıldım.»
Dava beni o kadar cezbetti ki, o tarihten bu yana, büyük islam hakim ve velilerine ait, birçoğu yazma, otuz dört cüz eser okudum. Öyle iç açıcı ve doyurucu hikmet ve menkıbelere rastladım ki, okumakla kanamadım ve okuyup geçemedim. Gafletin ve gönül darlığının, biricik ilacı ve nefsin esaretinden kurtulmanın tek çaresi olarak bu hikmetlere tekrar tekrar baş vurmak üzere onların bir çoğunu not ettim, bu notları günün birinde kitap haline getirip neşretmeyi düşünmedim.
Birkaç sene evvel vasiyyetnamemi yazarken, bu fıkralardan münasiplerini ona ekleyerek toplu bir halde çocuklarımın mütalaa ve istifadelerine terketmeyi düşündüm. Bu gaye ile iki sene çalıştım,' Hakkın tevfik-u inayetiyle birçoğunu topladım, bir araya getirdim ve isimlendirdim (Vasiyyetim ve Hakikat ilminden Parçalar).
Sırf çocuklarım için hazırlamış olduğum bu eserin bastırılarak toplumun (topluluğun) mütalaa nazarlarına arzı, bazı yüksek dostlarım tarafından tavsiye edildi.
Bu tavsiye ile karşılaşınca iki büyük islam velisinin sözlerini hatırladım:
1 - Büyük pirlerden Necmüddin-i Kübra (Kuddise sirruhu), bir kitabında (insan terbiyesinde kamil mürşide ihtiyaç)tan bahsediyor ve Musa Aleyhisselamı misal göstererek şöyle buyuruyor: Musa Aleyhisselam, kemal-i nübüvvet ve derece-i risalet ile mevsuf iken ilk önce on yıl Şuayip
Aleyhisselam hizmetinde bulunmasaydı Cenab-ı Hak'la (mükaleme) şerefine asla müstahak olmaz, devletine erişmez,saadetine ulaşmaz ve bütün Tevrati Canib-i izzet'ten telakki edemezdi. Bu türlü kemaller, Şuayip Aleyihsselama yaptığı hizmetin semeresidir. Ondan sonra (Ledün ilmi)ni öğrenmek için Hızır Aleyhisse lama tabi oldu.
Musa Aleyhisselamın evvela Şuayip Aleyhisselam hizmetinde bulunması ve bir müddet de Hızır Aleyhisselama tabi olması, kendi nübüvvet derecesinin, onlardan yüksek olmasına asla ve hiç bir veçhile mani değildir. (Bunun misalini dört imam, İmam-ı Azam - Hasan-ı Basri «Cenab-ı Hak onlardan razı olsun» bölümünde göreceğiz.)
2 - Erzurumlu, Allame ibrahim Hakkı (Kuddise sirru hu) dahi meşhur ve muazzam (Marifetname)sinde
Mürşid-i Kamil olunca nay'ab
Sana mürşit yetişir şimdi kitab
yani (olgun ruh terbiyecileri zahirde görünmez olunca onların eserlerini okumanın ve rehber edinmenin ruh terbiyesi yolunda ilerlemeğe yeter olduğunu) bildirir
Tasavvuf Nedir?
Namültenahinin ve namütenahilik Yolunun tarifide namütenahidir
Büyüklerden Birkaç Tarif:
Tasavvuf, Peygamberimiz «aleyhissalat-ü vesselam» Efendimizin batınını (iç varlığını) tevarüstür.
Tasavvuf, ilahı ahlak ile tahalluk (ahlaklanmak)tur. Tasavvuf, bu fanı varlığı aşıp ebedi varlıkta hayat buımaktır.
TasavvUf, nefsin hezimeti ve ruhun zaferidir
Tasavvuf, uzaklığın kederinden sonra yakınlığın safasını bulmaktır.
Tasavv'uf, Adem (Aleyhisselam)in ve Ademoğullarının yaradılışından murat olan gayeye ermektir
Tasavvuf, bir haldir, ilimdir, zevktir; kısaca ilahi kemale doğru ebedi bir seyr-ü seferdir; ve hedef bakımından tek, usul ve edep bakımından da sayısız şartları toplayan bir yoldur.