Uzundur üzerine düşündüğüm bir kavram iletişim. Aslında hepimizin düşünmesi gerekiyor bu gibi, zaten bildiğimizi varsaydığımız kavramlar üzerine. Şöyle düşünmeli belki de; hani çocuklar hep basit ama cevaplanması güç sorular sorarlar ya, iletişim nedir, sorusu da bence tam böyle bir soru. Elimizin altında internet var; iletişim, yazıp bakarsanız en basit tanımıyla karşılaşırsınız: “İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.” İletişimin gerçekleşebilmesi için bilginin paylaşımcılar arasında anlaşıldığı bir ortamda aktarılmasının temel şart olduğu apaçık, değil mi? Peki öyle mi bugün bu?
“Unutacak kadar eskide ve galibada kalmışların” hatırlanmaya çalışıldığı, ama bir türlü başarılamadığı, hep yanlış anlaşıldığı demlerdeyiz korkarım. Gene sevgili Latife Tekin'den bir alıntıyla cevaplamaya çalışayım bu anlama çabası sürecini: “Niçin bu kadar bağlıyım geçmiş zamana? De ki: Hayatının boşluğa savrulan yüzünden öyle çok nefret ediyorsun ki, seni mutsuz eden bu yüze yıllarca bakmak, ellerinle kavramak ve anlamak istiyorsun…”
Biraz da bu kapı eşiğinden okumak gerek Mutlu Yılmaz'ın Vicdan-ı Net'ini.
Janset Karavin
Uzundur üzerine düşündüğüm bir kavram iletişim. Aslında hepimizin düşünmesi gerekiyor bu gibi, zaten bildiğimizi varsaydığımız kavramlar üzerine. Şöyle düşünmeli belki de; hani çocuklar hep basit ama cevaplanması güç sorular sorarlar ya, iletişim nedir, sorusu da bence tam böyle bir soru. Elimizin altında internet var; iletişim, yazıp bakarsanız en basit tanımıyla karşılaşırsınız: “İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir.” İletişimin gerçekleşebilmesi için bilginin paylaşımcılar arasında anlaşıldığı bir ortamda aktarılmasının temel şart olduğu apaçık, değil mi? Peki öyle mi bugün bu?
“Unutacak kadar eskide ve galibada kalmışların” hatırlanmaya çalışıldığı, ama bir türlü başarılamadığı, hep yanlış anlaşıldığı demlerdeyiz korkarım. Gene sevgili Latife Tekin'den bir alıntıyla cevaplamaya çalışayım bu anlama çabası sürecini: “Niçin bu kadar bağlıyım geçmiş zamana? De ki: Hayatının boşluğa savrulan yüzünden öyle çok nefret ediyorsun ki, seni mutsuz eden bu yüze yıllarca bakmak, ellerinle kavramak ve anlamak istiyorsun…”
Biraz da bu kapı eşiğinden okumak gerek Mutlu Yılmaz'ın Vicdan-ı Net'ini.
Janset Karavin