“Yalancılar, kendilerini olduğundan daha büyük, daha önemli göstermeye çalışan kişilerdir. Bunun için yüksekten atar; bakışlarıyla, seslerinin tonuyla, seçtikleri sözcüklerle, davranış biçimleriyle insanlar üzerinde egemenlik kurmaya çalışırlar. Sahteciliklerinin ölçüsüne göre, bunda başarılı da olurlar. Fakat yeri gelip de çıkarlarına öylesi uygun olduğunda, bu kez de tam tersine, kurdun kuzu postuna bürünmüşü oluverirler...
Kendilerini acındırmak için seslerinin tonunu yumuşatır, boyunlarını büker, bir zavallılık görüntüsü alırlar... Bunlar gerçekten çok tehlikeli, uzak durulması gereken kimselerdir.
Giderek yalanlarına başkalarını olduğu gibi kendilerini de inandırmayı başarır, büyüklük hastalığına tutulmuş akıl hastaları gibi kendi paranoyalarının tutsağı olurlar. Dünyanın her yerinde akıl hastaneleri bu gibilerle dolup taşar... İnsanlık için asıl tehlike, dışarıdaki paranoyaklardır...”
“Yalancılar, kendilerini olduğundan daha büyük, daha önemli göstermeye çalışan kişilerdir. Bunun için yüksekten atar; bakışlarıyla, seslerinin tonuyla, seçtikleri sözcüklerle, davranış biçimleriyle insanlar üzerinde egemenlik kurmaya çalışırlar. Sahteciliklerinin ölçüsüne göre, bunda başarılı da olurlar. Fakat yeri gelip de çıkarlarına öylesi uygun olduğunda, bu kez de tam tersine, kurdun kuzu postuna bürünmüşü oluverirler...
Kendilerini acındırmak için seslerinin tonunu yumuşatır, boyunlarını büker, bir zavallılık görüntüsü alırlar... Bunlar gerçekten çok tehlikeli, uzak durulması gereken kimselerdir.
Giderek yalanlarına başkalarını olduğu gibi kendilerini de inandırmayı başarır, büyüklük hastalığına tutulmuş akıl hastaları gibi kendi paranoyalarının tutsağı olurlar. Dünyanın her yerinde akıl hastaneleri bu gibilerle dolup taşar... İnsanlık için asıl tehlike, dışarıdaki paranoyaklardır...”