Bu tezi savunanlara göre yalın üretimde kaybeden yoktu, herkes kazanıyordu. Bu anlayışın sonucu olarak yalın üretim Batı'da daha çok toplam kalite yönetimi, insan kaynakları yönetimi gibi adlarla uygulanmaya başlandı. Ancak bu uygulamalar, yalın üretimin Japonya'daki özgül koşullarda ortaya çıkan ve sosyo-kültürel yönü hiçbir şekilde göz ardı edilemeyecek olan bütünsel bir üretim felsefesi olduğunu dikkatten kaçırdıkları için, genelde Japonya'daki kadar başarı sağlayamamaktadır. Sistemin parçalarını benimsemek yeterli olmamakta, yalın üretim sistemi beklenilen sonucu vermemektedir. Asıl önemlisi, Avrupa'da işçi-işveren ilişkileri, Japonya'daki Uzlaşmacı ilişkilerden tamamen farklıdır ve sınıf anlayışına dayanmaktadır.
Bu tezi savunanlara göre yalın üretimde kaybeden yoktu, herkes kazanıyordu. Bu anlayışın sonucu olarak yalın üretim Batı'da daha çok toplam kalite yönetimi, insan kaynakları yönetimi gibi adlarla uygulanmaya başlandı. Ancak bu uygulamalar, yalın üretimin Japonya'daki özgül koşullarda ortaya çıkan ve sosyo-kültürel yönü hiçbir şekilde göz ardı edilemeyecek olan bütünsel bir üretim felsefesi olduğunu dikkatten kaçırdıkları için, genelde Japonya'daki kadar başarı sağlayamamaktadır. Sistemin parçalarını benimsemek yeterli olmamakta, yalın üretim sistemi beklenilen sonucu vermemektedir. Asıl önemlisi, Avrupa'da işçi-işveren ilişkileri, Japonya'daki Uzlaşmacı ilişkilerden tamamen farklıdır ve sınıf anlayışına dayanmaktadır.