“Yarın İzmir'e Bekliyorum”, “Kuşlar Nereye Konsun”, romanlarında olduğu gibi, yalın ve akıcı bir dille, daha hayatın başında yaşanan ilişkilerin; alınan kararlar ve özde olmayan ama dayatılan sevdaların yıkımından çıkan oyunlarla, nasıl hüsrana dönüştüğünü cesaretle işleyerek; isyanın, yanlışın, yalnızlığın dayanılmaz acılarıyla yüzleştiriyor…
Terk ettiği sevdasını “Budur!” diyerek, başkalarında yaşamaya çalışanların hayatlarını anlatan yazar, “Yanımdaki Yalnızlık” için; “Kadınlar cephesinden prens, erkekler cephesinden prenses… İsteyen duygu seline kapılır gözlerinde kaybolur, isteyen ateşinde yanar, öfkesine boğulur, isteyen…
Okuyucunun algıda zorlanmayacağı, içeriğinden alınan mesajların her okuyucuda farklı ama tümünde sosyal, kültürel yapısına uygun zeminde haklılık bulacağı, yerleşik değerleri sarsacağı bir romandır.” diye söz eder.
“Yarın İzmir'e Bekliyorum”, “Kuşlar Nereye Konsun”, romanlarında olduğu gibi, yalın ve akıcı bir dille, daha hayatın başında yaşanan ilişkilerin; alınan kararlar ve özde olmayan ama dayatılan sevdaların yıkımından çıkan oyunlarla, nasıl hüsrana dönüştüğünü cesaretle işleyerek; isyanın, yanlışın, yalnızlığın dayanılmaz acılarıyla yüzleştiriyor…
Terk ettiği sevdasını “Budur!” diyerek, başkalarında yaşamaya çalışanların hayatlarını anlatan yazar, “Yanımdaki Yalnızlık” için; “Kadınlar cephesinden prens, erkekler cephesinden prenses… İsteyen duygu seline kapılır gözlerinde kaybolur, isteyen ateşinde yanar, öfkesine boğulur, isteyen…
Okuyucunun algıda zorlanmayacağı, içeriğinden alınan mesajların her okuyucuda farklı ama tümünde sosyal, kültürel yapısına uygun zeminde haklılık bulacağı, yerleşik değerleri sarsacağı bir romandır.” diye söz eder.