“Deniz yazarı” olarak bilinen Süleyman Savaş, ikinci kitabı “Yaşamımı Suya Attım” da,
denizde sürdürülen bir yaşamın iniş çıkışlarını, doğaya karşı verilen mücadeleye rağmen
denize olan aşkı ve limanlara varıncaya kadar çekilen özlemi, görsel bir şölen çarpıcılığı ile anlatıyor.
Denizcilerin doğayla savaşımını sürdürebilmek, karayı ve karada bıraktıklarını düşünmenin
getireceği yılgınlığa, karamsarlığa kapılmamak için, içinde bulundukları tekneden ve yaşadıkları günden başka her şeyden kopuşlarını aktarıyor.
Ve tüm bunları şöyle dile getiriyor:
“Her denizcinin, eve döndüğünde fark etmeden alıştığı ama alıştığını hiç anlayamadığı, evinde sevdikleriyle sıradan bir yaşam sandığı, ama gemiye dönüp onlardan ayrı kaldığında, gemideki hayatın evde alıştığı gibi olmadığını hissetmenin hüznü sarar içini. Çünkü karada geçen her gün, o düzenin yeni bir kokusu siner insanın üzerine”
Ancak kitapta aşka, sevgiyle örülmüş bir geleceğe odaklanan umutlar da eksik değil.
“Deniz yazarı” olarak bilinen Süleyman Savaş, ikinci kitabı “Yaşamımı Suya Attım” da,
denizde sürdürülen bir yaşamın iniş çıkışlarını, doğaya karşı verilen mücadeleye rağmen
denize olan aşkı ve limanlara varıncaya kadar çekilen özlemi, görsel bir şölen çarpıcılığı ile anlatıyor.
Denizcilerin doğayla savaşımını sürdürebilmek, karayı ve karada bıraktıklarını düşünmenin
getireceği yılgınlığa, karamsarlığa kapılmamak için, içinde bulundukları tekneden ve yaşadıkları günden başka her şeyden kopuşlarını aktarıyor.
Ve tüm bunları şöyle dile getiriyor:
“Her denizcinin, eve döndüğünde fark etmeden alıştığı ama alıştığını hiç anlayamadığı, evinde sevdikleriyle sıradan bir yaşam sandığı, ama gemiye dönüp onlardan ayrı kaldığında, gemideki hayatın evde alıştığı gibi olmadığını hissetmenin hüznü sarar içini. Çünkü karada geçen her gün, o düzenin yeni bir kokusu siner insanın üzerine”
Ancak kitapta aşka, sevgiyle örülmüş bir geleceğe odaklanan umutlar da eksik değil.
