Yaşanmayan Anılar Yirminci Yüzyıl'a Yaşıt Bir Ömrün Tanıklığında, Düşle Gerçeğin Bütünleştiği Duygu Yüklü Anılar

Stok Kodu:
9789753900751
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
230
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1991-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
9789753900751
403646
Yaşanmayan Anılar
Yaşanmayan Anılar Yirminci Yüzyıl'a Yaşıt Bir Ömrün Tanıklığında, Düşle Gerçeğin Bütünleştiği Duygu Yüklü Anılar
9.00
"Yaşanmayan Anılar" mutlu bir sonla bitmiyor. Dramatik bir son da vermedim ona. Ana konuyu meydana getiren anıların kendi içeriği açısından bağımsız birer bölüm biçiminde sürükleyici bir düzenlemeyle verildiği bu yapıtı bitirdiğinizde, kopuk kopukmuş gibi görünen öykülerin aslında birbiriyle yakından bağlantılı olduklarını ve her öykünün bir diğerinin temelini oluşturduğunu göreceksiniz. Kendi yaşantımızda da öyle değil mi? Gerçekte yaşamı, işte her günün bir öncesinden farklı olmasının yol açtığı bu kopukluklar yaratmıyor mu? Olayları yaratan salt biz insanlar değiliz. Bizler çevremiz ve doğa koşulları ile bir senteze varıyor, yaşantımızı da bir yere kadar bu olayların akışı doğrultusunda sürdürüyoruz. Gücümüzün tükendiği nokta ise her şeyin sonu oluyor. O anda perde iniveriyor. "Yaşanmayan Anılar" da kapanan perdeler gibi tıpkı. Daha ilerisini görmeye gücümüz yetmiyor çoğu kez. İşte ölümsüzlük, bu, daha ilerisini görebilme erdemidir. Ben bu kitabı şu ya da bu şekilde bir sonuca bağlamaktan kaçındım. Özellikle yaptım bunu. Daha ilerisini sizler görebilesiniz diye. Sevginizle onu güzelleştiresiniz diye. Hoşgörünüze şimdiden teşekkürler.
"Yaşanmayan Anılar" mutlu bir sonla bitmiyor. Dramatik bir son da vermedim ona. Ana konuyu meydana getiren anıların kendi içeriği açısından bağımsız birer bölüm biçiminde sürükleyici bir düzenlemeyle verildiği bu yapıtı bitirdiğinizde, kopuk kopukmuş gibi görünen öykülerin aslında birbiriyle yakından bağlantılı olduklarını ve her öykünün bir diğerinin temelini oluşturduğunu göreceksiniz. Kendi yaşantımızda da öyle değil mi? Gerçekte yaşamı, işte her günün bir öncesinden farklı olmasının yol açtığı bu kopukluklar yaratmıyor mu? Olayları yaratan salt biz insanlar değiliz. Bizler çevremiz ve doğa koşulları ile bir senteze varıyor, yaşantımızı da bir yere kadar bu olayların akışı doğrultusunda sürdürüyoruz. Gücümüzün tükendiği nokta ise her şeyin sonu oluyor. O anda perde iniveriyor. "Yaşanmayan Anılar" da kapanan perdeler gibi tıpkı. Daha ilerisini görmeye gücümüz yetmiyor çoğu kez. İşte ölümsüzlük, bu, daha ilerisini görebilme erdemidir. Ben bu kitabı şu ya da bu şekilde bir sonuca bağlamaktan kaçındım. Özellikle yaptım bunu. Daha ilerisini sizler görebilesiniz diye. Sevginizle onu güzelleştiresiniz diye. Hoşgörünüze şimdiden teşekkürler.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat