"... Jakoben tarzı, kavramıyla birlikte tarihe gönderen iktidarsızlaştırma, operasyonu, Türkiye'de kurumları, örgütleri, ideolojileri, politikaları bozguna uğratırken, en büyük tahribatını kadın alanında yapmış bulunuyor. Seksenlerden buyana, kadını "dişi"liğin dar sınırları içinde olumlayan politikaların etkisine giren Türkiye'li kadın, konumlanışında büyük bir geri dönüşü yaşıyor. ... Türkiye için, mevcut kazanımlar üzerine yeni kazanımlar ekleyecek kadın politikalarına ihtiyaç vardır... Bu ülkedeki kadın potansiyeli, tarihsel süreç boyunca mevcut iktidarları, iktidar perspektifi taşıyanları şaşırtacak dinamik, etken bir güç olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, kadınıyla da kendine özgüdür. Ama kadındaki bu dinamizmin ve etkinliğin, gözden kaçırılmaması gereken çok önemli bir özelliği vardır. Bu özellik, Türkiye'li kadının ancak ve ancak, toplumsallığı içeren politikalarda kendini ifade edilebilmesi gerçeğidir. Bu yapıdaki kadını, otonomi safsatasına takılarak kendi içinde bölüp parçalamak, atomize ederek cangıla salmak, korku politikalarına hazır yem sunmak anlamını taşır.
Türkiye'li kadının bu gerçeğini pekâla bildikleri halde, global politikalar uğruna, kadın geleceğini riske atanlar, kadınlardan ellerini çekmelidirler..."
'Aydın'lar ve 'Kadın': İktidarsızlaştırma Operasyonu
Hep İleri. Sayı: 1, Nisan 1997