Yaşasın Hayal Gücü!
Yazmayı Sevmeyen Çocuğun Hikayesi her çocuklu eve, her ilkokula girmesi gereken çok önemli ve yaratıcı bir kitap. İtalyan yazar Miriam Dubini'nin Türkçede ilk kez kitabı yayımlanıyor. Yazar, bu sevimli, sıcak ve güzel hikayede yazmanın, dünyalar yaratmanın ne kadar heyecan verici ve eğlenceli bir şey olduğunu, hayal gücünü çalıştırmanın hiç de o kadar zor olmadığını bir solukta okunacak bir kitapla bizimle buluşturuyor.
Midye yiyordu! diye ekledi Samuele hiç duraksamadan. Midyelerden hiç hoşlanmaz, berbat olduklarını düşünürdü… O halde bir canavar için kusursuz bir yiyecekti. Olayı daha da dehşetli hale getirmek için şöyle yazdı: Onları kabuğuyla ağzına atıyor, keskin ve sert dişleriyle parçalıyor, kıtır kıtır yiyordu. Kalem titredi. Bu canavar onu gerçekten korkutmuştu. Oysa Samuele daha yeni zevk almaya başlamıştı. Aklına bir sürü fikir geliyordu. Böylesi hiç başına gelmediği için biraz kafası karışmıştı. Tatil anıları içinden en çok hoşuna giden şey gelmişti aklına… tam, öğretmenin yazmalarını istediği gibi. Günbatımında kocaman bir gemi gelmiş, bütün gece boyunca onların kumsalın önünde beklemiş, sonra da bir daha görünmemek üzere açıklara gitmişti. Samuele bu gizemli geminin olduğu yere kadar yüzmeyi ve gemiyi keşfetmeyi çok istemişti. Ancak gemi onun yüzerek ulaşamayacağı kadar uzaktaydı, gücü yetmezdi. Böylece, deniz canavarı gibi güçlü ve kaslı olmayı hayal edip hikayesini yazdı.
Yaşasın Hayal Gücü!
Yazmayı Sevmeyen Çocuğun Hikayesi her çocuklu eve, her ilkokula girmesi gereken çok önemli ve yaratıcı bir kitap. İtalyan yazar Miriam Dubini'nin Türkçede ilk kez kitabı yayımlanıyor. Yazar, bu sevimli, sıcak ve güzel hikayede yazmanın, dünyalar yaratmanın ne kadar heyecan verici ve eğlenceli bir şey olduğunu, hayal gücünü çalıştırmanın hiç de o kadar zor olmadığını bir solukta okunacak bir kitapla bizimle buluşturuyor.
Midye yiyordu! diye ekledi Samuele hiç duraksamadan. Midyelerden hiç hoşlanmaz, berbat olduklarını düşünürdü… O halde bir canavar için kusursuz bir yiyecekti. Olayı daha da dehşetli hale getirmek için şöyle yazdı: Onları kabuğuyla ağzına atıyor, keskin ve sert dişleriyle parçalıyor, kıtır kıtır yiyordu. Kalem titredi. Bu canavar onu gerçekten korkutmuştu. Oysa Samuele daha yeni zevk almaya başlamıştı. Aklına bir sürü fikir geliyordu. Böylesi hiç başına gelmediği için biraz kafası karışmıştı. Tatil anıları içinden en çok hoşuna giden şey gelmişti aklına… tam, öğretmenin yazmalarını istediği gibi. Günbatımında kocaman bir gemi gelmiş, bütün gece boyunca onların kumsalın önünde beklemiş, sonra da bir daha görünmemek üzere açıklara gitmişti. Samuele bu gizemli geminin olduğu yere kadar yüzmeyi ve gemiyi keşfetmeyi çok istemişti. Ancak gemi onun yüzerek ulaşamayacağı kadar uzaktaydı, gücü yetmezdi. Böylece, deniz canavarı gibi güçlü ve kaslı olmayı hayal edip hikayesini yazdı.
