Bir cisim ikinci bir cisme kuvvet uygularsa ikinci cisim de birinci cisme aynı büyüklükte ancak zıt yönde olan ve tepki kuvveti adı verilen bir kuvvet uygular. - Newton'un Üçüncü Yasası Yekta Kopan, insan'ın iç dengeleriyle dış tepkilerinin çatışması olarak gördüğü insanlık hallerini adeta kahramanlarının bilinçaltına sızarak, düşüncelerini okuyarak, daha da ötesi okuru da bu oyuna alet ederek anlatıyor. Yedi Derste Vicdan Muhasebesi'ndeki öykülerde, anlatıcının iç dünyasında çarpışan, çoğalan, sonu gelmez dünyalara açılan iç monologlar, iç diyaloglar, bir yaşam muhasebesi yapıyor. Yalın, kısa cümlelerle, gündelik yaşamdan alınan sözcüklerle ince ince işlenen anlatımda, günümüz insanının yalnızlığının, içe dönüklüğünün, uyumsuzluğunun altı çizilirken yüzeyin altında hüzün ve mizah birbirine koşut yürüyor. Kısacık bir zaman dilimi içinde bilinçaltımızdan akıp geçen, geniş ufuklara açılan, pek çok anıyı, yaşanmış ya da yaşanmamış anları içeren dünyalara sokuyor okurunu. Öykü kahramanlarının olduğu kadar okurun bilinçaltını da kurcalıyor. Yekta Kopan'ın öykülerinde zaman, ‘özel ve kişisel' bir anlam kazanıyor. İç içe geçen anlarla örülü, bir ‘zaman kırılması' içinde akan öykülerin tümünde bir vicdan muhasebesiyle karşı karşıya kalan öykü kahramanlarının yaşadığı çelişkiler, hiç de yabancısı olmadığımız duygular uyandırıyor içimizde; hepimizin er-geç varması gereken noktaya ulaştırıyor bizi. Belki de çözümün çözümsüzlük olduğunu hatırlatıyor.
Bir cisim ikinci bir cisme kuvvet uygularsa ikinci cisim de birinci cisme aynı büyüklükte ancak zıt yönde olan ve tepki kuvveti adı verilen bir kuvvet uygular. - Newton'un Üçüncü Yasası Yekta Kopan, insan'ın iç dengeleriyle dış tepkilerinin çatışması olarak gördüğü insanlık hallerini adeta kahramanlarının bilinçaltına sızarak, düşüncelerini okuyarak, daha da ötesi okuru da bu oyuna alet ederek anlatıyor. Yedi Derste Vicdan Muhasebesi'ndeki öykülerde, anlatıcının iç dünyasında çarpışan, çoğalan, sonu gelmez dünyalara açılan iç monologlar, iç diyaloglar, bir yaşam muhasebesi yapıyor. Yalın, kısa cümlelerle, gündelik yaşamdan alınan sözcüklerle ince ince işlenen anlatımda, günümüz insanının yalnızlığının, içe dönüklüğünün, uyumsuzluğunun altı çizilirken yüzeyin altında hüzün ve mizah birbirine koşut yürüyor. Kısacık bir zaman dilimi içinde bilinçaltımızdan akıp geçen, geniş ufuklara açılan, pek çok anıyı, yaşanmış ya da yaşanmamış anları içeren dünyalara sokuyor okurunu. Öykü kahramanlarının olduğu kadar okurun bilinçaltını da kurcalıyor. Yekta Kopan'ın öykülerinde zaman, ‘özel ve kişisel' bir anlam kazanıyor. İç içe geçen anlarla örülü, bir ‘zaman kırılması' içinde akan öykülerin tümünde bir vicdan muhasebesiyle karşı karşıya kalan öykü kahramanlarının yaşadığı çelişkiler, hiç de yabancısı olmadığımız duygular uyandırıyor içimizde; hepimizin er-geç varması gereken noktaya ulaştırıyor bizi. Belki de çözümün çözümsüzlük olduğunu hatırlatıyor.