İslam, seksenli yılların sonundan beri -özellikle İran İslam Devrimi'nin ardından- uluslararası medya sahnesinde sürekli olarak yer almaktadır. Ancak Batılı medya kuruluşlarının üzerinde fikir birliğine vardığı “İslam” hakkında ne konuşulmaktadır?
İslam, çoğu zaman şu veya bu şekilde gücün, politik bir hareketin, “devrim”in veya “medeniyetler çatışması”nın ideolojisi yararına “alet edilmiş” bir din biçimine büründürülmüştür. İslam'a nadiren ilk biçimiyle yaklaşılır: Yüz milyonlarca insanı huzur içinde yaşatan ve besleyen inanç ve maneviyat.
“Yeni İslam Düşünürleri”nin niteliği iddialı olacaktır. Onların “İslam'ı kullanan kişiler” olmadıkları bilinmelidir. Bu entelektüeller, kendilerini “yeni bir tip” olarak ortaya koyuyorlar. Aslında, modern dünyanın sunduğu şeyler karşısında Müslüman dünyasını yeni şartlara uyarlamaktan veya onu bu yönde güçlendirmekten hazzetmezler. Belki de bunu umursamıyorlar. Fakat İslam'ı yeniden değerlendirme ihtiyacı duyuyorlar ve bu amaç uğruna canla başla çalışıyorlar.
İslam, seksenli yılların sonundan beri -özellikle İran İslam Devrimi'nin ardından- uluslararası medya sahnesinde sürekli olarak yer almaktadır. Ancak Batılı medya kuruluşlarının üzerinde fikir birliğine vardığı “İslam” hakkında ne konuşulmaktadır?
İslam, çoğu zaman şu veya bu şekilde gücün, politik bir hareketin, “devrim”in veya “medeniyetler çatışması”nın ideolojisi yararına “alet edilmiş” bir din biçimine büründürülmüştür. İslam'a nadiren ilk biçimiyle yaklaşılır: Yüz milyonlarca insanı huzur içinde yaşatan ve besleyen inanç ve maneviyat.
“Yeni İslam Düşünürleri”nin niteliği iddialı olacaktır. Onların “İslam'ı kullanan kişiler” olmadıkları bilinmelidir. Bu entelektüeller, kendilerini “yeni bir tip” olarak ortaya koyuyorlar. Aslında, modern dünyanın sunduğu şeyler karşısında Müslüman dünyasını yeni şartlara uyarlamaktan veya onu bu yönde güçlendirmekten hazzetmezler. Belki de bunu umursamıyorlar. Fakat İslam'ı yeniden değerlendirme ihtiyacı duyuyorlar ve bu amaç uğruna canla başla çalışıyorlar.