Sivil itaatsizlik kavramının isim ve fikir babası, dünyaca ünlü Amerikan filozof, aktivist Henry David Thoreau eserleri ve bu kavramın karşılığını en iyi yansıtan Y Kuşağı'nın Türkçedeki tek sosyoloji sözlüğüyle birlikte 5 kitap aynı sette: Yeni Sivil İtaatsizlik
Henry David Thoreau Sivil ve İtaatsiz
Mohandas Gandhi, ABD Başkanı John F. Kennedy, Amerikan sivil haklar savunucusu Martin Luther King, Jr, ABD Yüksek Mahkemesi Adalet başkanı William O. Douglas ve Rus yazar Leo Tolstoy gibi birçok siyasi lider ve reformcu Thoreau'nun çalışmalarından ne kadar çok etkilendilerini dile getirdiler.
Thoreau aynı zamanda Marcel Proust, William Butler Yeats, Sinclair Lewis, Ernest Hemingway, Upton Sinclair dahil olmak üzere birçok sanatçı ve yazarları da etkiledi.
Gandhi ilk olarak 1906 yılında kendisi Johannesburg-Güney Afrika'da bir sivil haklar aktivisti olarak çalışırken Sivil İtaatsizlik'i okudu ve ülkesine döndüğünde halkını şiddetsiz bir direnişe çağırdı. Der. Emine Ebru
Ekonomik İtaatsizlik
Sivil İtaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran çevreci ve natüralist Henry David Thoreau, kalkınma eleştirmeni, vergi direnişçisi ve kölelik karşıtıydı. Görüşleri ile bütün dünyada milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren toplum düzen ve işleyişlerine karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir yaşamı boyunca.
1837 yılında Harvard'dan mezun olan Thoreau hiçbir zaman geleneksel bir öğrenci olmadı. Okul yıllarında transandantalizme ve Ralph Waldo Emerson'a olan ilgisi başladı. Mezun olunca düşünsel anlamda fazlasıyla etkisinde kaldığı ve ömür boyu dostu olacak Emerson 1841'de onu evine davet etti ve Thoreau 1843'e kadar sık aralıklarla Emerson'da kaldı. 1845 yılında Concord şehrinin dışında bulunan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait olan bir arazinin üstüne bir kulübe inşa etti. Burada geçirdiği iki yılın meyvesi olarak Ekonomi adlı uzun makalesini de içeren "Walden" kitabını yazdı.
Sivil İtaatsizlik
Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David Thoreau'dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau'nun 1849'da yayınlanan Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl başında Gandhi'ye, ortalarında ise Martin Luther King'e ve onları izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir.
Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına “En iyi hükümet en az hükmedendir,” diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha sistemli işlediğini
görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, “iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı?” diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas almaktadır.
Yürümek
“Yürümek” Henry David Thoreau'nun önemli eserlerinden. 1851-1860 yılları arasında Thoreau “Yürümek”i seminerlerinde defalarca okumuş, daha sonra kaleme alacağı eserlerinin tohumunun burada atıldığını her zaman dile getirmiştir. “Yürümek”in kaleme alındığı dönemde Thoreau başka bir eser üzerinde daha çalışıyordu. “Yaban” adını verdiği bu eseri konferanslarında “Yürümek” ile arka arkaya okuyor, hatta bazen ikisini birleştiriyor ismine de “Yürümek ya da Yaban” diyordu. “Yürümek” Henry David Thoreau'nun ölümünden sonra 6 Mayıs 1862'de basıldı ve aynı sene Haziran ayında The Atlantic Monthly dergisinde yayınlandı.
Suçlusun
Bu mektup 13 Ocak 1898'de Fransız gazetesi L'Aurore‘da yayınlandı. Emile Zola'nın dönemin cumhurbaşkanı Félix Faure'a yazdığı ve “Suçluyorum” başlıklı bu açık mektup Fransa ve entelektüel dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Çünkü bu mektup aksak adalet anlayışına ve sisteme karşı çok büyük başkaldırı ortaya koymaktadır.
Yakın zamanda savaşta Almanya'ya yenilen ve bir günah keçisi arayan Fransız ordusu, içerideki büyük çalkantıları durdurabilmek için, bir çıkış yolu arıyordu.
İmzasız bir ihbar mektubu ile, Yahudi asıllı bir Fransız subayın Alman ordusuna bilgi vermek suçuyla haksız yere yargılandı.
Emerson Doğa
Emerson, doğa ile geleneklerin dışında bir ilişki kuran Transandantalizm akımının temellerini attığı bu çalışmasını konu hakkındaki ilk konferanslarına dayandırır.
Emerson, doğayı her şeyi içine alan ve çok az tanıdığımız ilahi bir varlık olarak tanımlar. Birey ile doğanın füzyonunu yüceltir. Bu durum aynı zamanda Buda öğretisine dayanan bir uyanışı da içerir. Emerson, doğayı görmeyi henüz tam olarak öğrenemediğimizi ileri sürer. İnsan için önemli olan Doğa'nın Ruhu'nu keşfetmek olmalıdır. Bu noktada Emerson'ın ruh olarak adlandırdığı kavram Alman filozof Hegel'in Geist olarak tarif ettiği Tin ile yakınlık göstermektedir. Emerson'a göre doğayı sadece kendi çıkar ve ihtiyaçları için kullanan insan yarım insandır.
Doğa bir anlamıyla da hem Amerika kıtasının vahşi doğası ve insanı hem de Amerikan düşüncesiyle dünyanın ilk kez tanıştığı eserdir. Avrupa'nın aksine Amerika kıtası insan eli değmemiş, siyasi ve askeri tarihten bağışık bir doğadır. Emerson'ın doğayı ve insanın dünyadaki asıl rolünü farklı bir gözle görmesinin altında bu gerçeğin yattığı apaçıktır.
Sivil itaatsizlik kavramının isim ve fikir babası, dünyaca ünlü Amerikan filozof, aktivist Henry David Thoreau eserleri ve bu kavramın karşılığını en iyi yansıtan Y Kuşağı'nın Türkçedeki tek sosyoloji sözlüğüyle birlikte 5 kitap aynı sette: Yeni Sivil İtaatsizlik
Henry David Thoreau Sivil ve İtaatsiz
Mohandas Gandhi, ABD Başkanı John F. Kennedy, Amerikan sivil haklar savunucusu Martin Luther King, Jr, ABD Yüksek Mahkemesi Adalet başkanı William O. Douglas ve Rus yazar Leo Tolstoy gibi birçok siyasi lider ve reformcu Thoreau'nun çalışmalarından ne kadar çok etkilendilerini dile getirdiler.
Thoreau aynı zamanda Marcel Proust, William Butler Yeats, Sinclair Lewis, Ernest Hemingway, Upton Sinclair dahil olmak üzere birçok sanatçı ve yazarları da etkiledi.
Gandhi ilk olarak 1906 yılında kendisi Johannesburg-Güney Afrika'da bir sivil haklar aktivisti olarak çalışırken Sivil İtaatsizlik'i okudu ve ülkesine döndüğünde halkını şiddetsiz bir direnişe çağırdı. Der. Emine Ebru
Ekonomik İtaatsizlik
Sivil İtaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran çevreci ve natüralist Henry David Thoreau, kalkınma eleştirmeni, vergi direnişçisi ve kölelik karşıtıydı. Görüşleri ile bütün dünyada milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren toplum düzen ve işleyişlerine karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir yaşamı boyunca.
1837 yılında Harvard'dan mezun olan Thoreau hiçbir zaman geleneksel bir öğrenci olmadı. Okul yıllarında transandantalizme ve Ralph Waldo Emerson'a olan ilgisi başladı. Mezun olunca düşünsel anlamda fazlasıyla etkisinde kaldığı ve ömür boyu dostu olacak Emerson 1841'de onu evine davet etti ve Thoreau 1843'e kadar sık aralıklarla Emerson'da kaldı. 1845 yılında Concord şehrinin dışında bulunan Walden Gölü kıyısında, Emerson'a ait olan bir arazinin üstüne bir kulübe inşa etti. Burada geçirdiği iki yılın meyvesi olarak Ekonomi adlı uzun makalesini de içeren "Walden" kitabını yazdı.
Sivil İtaatsizlik
Sivil itaatsizlik terimini siyasi literatüre ilk kazandıran Henry David Thoreau'dur. İyi bir doğacı ve çevreci olan Thoreau'nun 1849'da yayınlanan Sivil İtaatsizlik kitabının yankıları 20. yüzyıl başında Gandhi'ye, ortalarında ise Martin Luther King'e ve onları izleyen binlerce adalet yanlısına kadar uzanır. Görüşleri ile milyonları etkilemeyi başaran yazarın yaşamına bakıldığında, gençlik yıllarından itibaren topluma karşı çıkışının izlerine rastlanır. Hiçbir zenginlik hırsı olmayan Thoreau, asgari geçim şartlarını sağlamaktan öte bir iş istememiştir.
Thoreau Sivil İtaatsizlik kitabına “En iyi hükümet en az hükmedendir,” diyerek başlamış ve en büyük dileğinin, bunun daha çabuk ve daha sistemli işlediğini
görmek olduğunu belirtmiştir. Çoğunluk hükümetinin her durumda doğruluk üzerine kurulmadığını düşünen Thoreau, “iyi ve kötü üzerinde çoğunluğun değil yalnızca vicdanların karar verdiği bir hükümet olmaz mı?” diye sorar. Thoreau, vicdanı dolayısıyla insan onurunu ve bunlardan hepsinin öncesinde bireyin özerkliğini esas almaktadır.
Yürümek
“Yürümek” Henry David Thoreau'nun önemli eserlerinden. 1851-1860 yılları arasında Thoreau “Yürümek”i seminerlerinde defalarca okumuş, daha sonra kaleme alacağı eserlerinin tohumunun burada atıldığını her zaman dile getirmiştir. “Yürümek”in kaleme alındığı dönemde Thoreau başka bir eser üzerinde daha çalışıyordu. “Yaban” adını verdiği bu eseri konferanslarında “Yürümek” ile arka arkaya okuyor, hatta bazen ikisini birleştiriyor ismine de “Yürümek ya da Yaban” diyordu. “Yürümek” Henry David Thoreau'nun ölümünden sonra 6 Mayıs 1862'de basıldı ve aynı sene Haziran ayında The Atlantic Monthly dergisinde yayınlandı.
Suçlusun
Bu mektup 13 Ocak 1898'de Fransız gazetesi L'Aurore‘da yayınlandı. Emile Zola'nın dönemin cumhurbaşkanı Félix Faure'a yazdığı ve “Suçluyorum” başlıklı bu açık mektup Fransa ve entelektüel dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Çünkü bu mektup aksak adalet anlayışına ve sisteme karşı çok büyük başkaldırı ortaya koymaktadır.
Yakın zamanda savaşta Almanya'ya yenilen ve bir günah keçisi arayan Fransız ordusu, içerideki büyük çalkantıları durdurabilmek için, bir çıkış yolu arıyordu.
İmzasız bir ihbar mektubu ile, Yahudi asıllı bir Fransız subayın Alman ordusuna bilgi vermek suçuyla haksız yere yargılandı.
Emerson Doğa
Emerson, doğa ile geleneklerin dışında bir ilişki kuran Transandantalizm akımının temellerini attığı bu çalışmasını konu hakkındaki ilk konferanslarına dayandırır.
Emerson, doğayı her şeyi içine alan ve çok az tanıdığımız ilahi bir varlık olarak tanımlar. Birey ile doğanın füzyonunu yüceltir. Bu durum aynı zamanda Buda öğretisine dayanan bir uyanışı da içerir. Emerson, doğayı görmeyi henüz tam olarak öğrenemediğimizi ileri sürer. İnsan için önemli olan Doğa'nın Ruhu'nu keşfetmek olmalıdır. Bu noktada Emerson'ın ruh olarak adlandırdığı kavram Alman filozof Hegel'in Geist olarak tarif ettiği Tin ile yakınlık göstermektedir. Emerson'a göre doğayı sadece kendi çıkar ve ihtiyaçları için kullanan insan yarım insandır.
Doğa bir anlamıyla da hem Amerika kıtasının vahşi doğası ve insanı hem de Amerikan düşüncesiyle dünyanın ilk kez tanıştığı eserdir. Avrupa'nın aksine Amerika kıtası insan eli değmemiş, siyasi ve askeri tarihten bağışık bir doğadır. Emerson'ın doğayı ve insanın dünyadaki asıl rolünü farklı bir gözle görmesinin altında bu gerçeğin yattığı apaçıktır.