En az beş bin yıllık Türk tarihi incelendiğinde, Türk kadınının devamlı olarak yönetime ortak olduğunu ve kocasının yanında yerini aldığını görürüz. İslami dönemde bilhassa Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devirlerinde kadının rolü hiç eksilmemiş, toplum hayatının her alanında etkinliğini sürdürmüştür. Öyle zamanlar olmuştur ki, dünyaya hükmeden sultanlar, sadece eşlerine ram olmuş, en içli ve güzel aşk şiirlerini onlara yazmışlardır. Nezahat Bekleyiciler, isabetli bir tercihle, yıllar süren ciddi bir çalışma ve araştırma sonucu bugüne kadar hiç el atılmamış bir sahaya eğilmiş ve böylece elinizdeki "Yolu Konya'dan Geçen Ulu Hatunlar" adlı bu eseri ortaya koymuştur.
En az beş bin yıllık Türk tarihi incelendiğinde, Türk kadınının devamlı olarak yönetime ortak olduğunu ve kocasının yanında yerini aldığını görürüz. İslami dönemde bilhassa Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devirlerinde kadının rolü hiç eksilmemiş, toplum hayatının her alanında etkinliğini sürdürmüştür. Öyle zamanlar olmuştur ki, dünyaya hükmeden sultanlar, sadece eşlerine ram olmuş, en içli ve güzel aşk şiirlerini onlara yazmışlardır. Nezahat Bekleyiciler, isabetli bir tercihle, yıllar süren ciddi bir çalışma ve araştırma sonucu bugüne kadar hiç el atılmamış bir sahaya eğilmiş ve böylece elinizdeki "Yolu Konya'dan Geçen Ulu Hatunlar" adlı bu eseri ortaya koymuştur.