Yûnus Emre, bir tevhid ve aşk eri idi.
Nice asırlar sonra Ana Yurt Asya'dan (Türkistan) bir Tanrı eri doğdu. Adı doğduğu il ile anılır oldu. Türkler ona Ata Yesevi (Ahmet) adını verdiler. Türkistan'da Atalar töresini devam ettirip, mana tasavvuf okulundan her bir yöne mânâ erleri olan Alperenlerini yetiştirip gönderen o idi. Anadolu'ya gelip gönülleri fethin yanında, o günün şartlarında gözünü daldan budaktan sakınmaz, meydanda düşmanla göğüs göğüse savaşan bu Alperenleri idi. Onlar Ata Yesevi'nin halifeleri idiler...
İşte böyle bir Atanın mana soyundan Anadolu'ya yerleşmiş, Tapduk Emre derler bir mânâ sultanının adı duyuldu ve o dergaha bel bağlamış: Kendisinden önceki evliyaların varisi, sonra gelenlerin ise çıralarını tutuşturdukları, evliyaların merkezi olan, Tanrının nefesi Türkmen Kocası Yûnus'un meşalesi tüm Anadolu semalarını kapladı. Yûnus'un nefesleri gönülleri ana vatanları olan Tanrı'ya yol gösterici ve O'na bağlayıcı oldu. Onun nefesleri bir yerde okunsun da dinleyenlerin gönülleri Tanrı ile dolu olmasın! Bu duyulmuş şey değildi…
Yûnus Emre, bir tevhid ve aşk eri idi.
Nice asırlar sonra Ana Yurt Asya'dan (Türkistan) bir Tanrı eri doğdu. Adı doğduğu il ile anılır oldu. Türkler ona Ata Yesevi (Ahmet) adını verdiler. Türkistan'da Atalar töresini devam ettirip, mana tasavvuf okulundan her bir yöne mânâ erleri olan Alperenlerini yetiştirip gönderen o idi. Anadolu'ya gelip gönülleri fethin yanında, o günün şartlarında gözünü daldan budaktan sakınmaz, meydanda düşmanla göğüs göğüse savaşan bu Alperenleri idi. Onlar Ata Yesevi'nin halifeleri idiler...
İşte böyle bir Atanın mana soyundan Anadolu'ya yerleşmiş, Tapduk Emre derler bir mânâ sultanının adı duyuldu ve o dergaha bel bağlamış: Kendisinden önceki evliyaların varisi, sonra gelenlerin ise çıralarını tutuşturdukları, evliyaların merkezi olan, Tanrının nefesi Türkmen Kocası Yûnus'un meşalesi tüm Anadolu semalarını kapladı. Yûnus'un nefesleri gönülleri ana vatanları olan Tanrı'ya yol gösterici ve O'na bağlayıcı oldu. Onun nefesleri bir yerde okunsun da dinleyenlerin gönülleri Tanrı ile dolu olmasın! Bu duyulmuş şey değildi…